Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Zor... Ama, Meclis’ten bu karar çıkar. Belki bugün... Belki perşembe... Sabah AKP kapalı grubundaki nabız atışları "takvimi" belirler.
Fakat... Bu kararın alınması demek savaşın başlaması, ABD kuvvetlerinin Türkiye üzerinden Irak’a geçmesi demek değildir.
İlk aşamada, tezkere, ABD’ye, Türkiye’de yığınak yapmak olanağını veriyor.
Askerleri, silahları, uçakları, hastaneleri, her türlü donanımıyla ABD, Türkiye’ye 62 bin kişilik bir kuvvet yığacak.
Fakat...
Vurguluyorum... Bu, savaşın düğmesine basılması demek değildir.
Çünkü...
Tezkereyle hükümet, Meclis’ten 1- Yabancı kuvvet bulundurma onayını 2-ABD kuvvetlerinin sınır ötesine geçişi için karar yetkisi istiyor.
Hükümet ikinci yetkiyi "yarın" kullanacak değil.
Koşulların oluşmasının beklenmesi galip ihtimaldir.

Türkiye üzerinden cephenin açılması ve Türkiye üzerinden Irak’a ilk bomba kararı için büyük olasılıkla 14 Mart beklenecek.
Çünkü... Irak’taki BM Denetçileri raporu, Güvenlik Konseyi’nde 14 Mart’ta görüşülecek. ABD bastırıyor.
Kader birliği yaptığı İngiltere’nin bu harekâtta ABD’ye desteğini sürdürmesi için göstermelik de olsa bir Güvenlik Konseyi kararı, Blair’in elini kuvvetlendirir.
ABD’nin diğer "kanka"sı İspanya’nın da öyle.
O nedenle İngiltere ve İspanya, ABD’nin desteği ile Güvenlik Konseyi’nden bir karar çıkartmaya çalışıyorlar.
"ABD’nin Irak’ı vurmasına kapıları ardına kadar açacak" kesinlik ve netlikte değil, sadece yeşil ışık gibi de görülecek esnek bir karar...

Ama asıl beklenti Blix Raporu bağlamında alınacak karar.
Eğer "Saddam yönetimi BM denetçilerinin çalışmalarına yeterince yardım etmiyor" mesajını veren bir karar çıkarsa, bunu Blair, kendi halkına, Bush ise dünya kamuoyuna, Irak’a müdahale için "gerekçe" olarak sunacak.
ABD, böyle bir kararın Ankara’yı da rahatlatacağı, gerilimi düşüreceği kanısında.
Zaten Türkiye’nin düğümü burada...
Topraklarında ABD yığınağının Irak’a akmasına ve ilk bombaya "yeşil ışık" için, Türkiye’nin, 14 Mart’ı beklemesi oyunun kuralı gereğidir.
Uluslararası hukukun meşruiyeti ilkesi açısından tavşan kakası gibi kokmaz, bulaşmaz da olsa bu renksiz ve esnek karara dayanabilir.

14 Mart kavşağı bağlamında Güvenlik Kurulu’nun 15 üyesinin oylarına derin kulis yapılıyor.
Yakın zamanlara kadar ABD, kıl payı çoğunluğu sağlamıştı.
Hatta bir küçük ülkeye kesenin ağzını açtığı ve onun oyunu da cebine koymak üzere olduğu iddiaları vardı.
Ancak çoğunluk sağlansa da bir tek veto, kararı kilitler. O nedenle ABD, veto hakkına sahip ülkelerden Rusya’ya, Irak ile petrol anlaşmalarının süreceği güvencesini vermişti. İhracatı, ABD’ye neredeyse göbek bağıyla tutunmuş olduğu için, Çin’in de veto kartı oynamayacağı düşünülüyordu.
Veto kaygısı veren tek ülke Fransa’ydı.
ABD, Fransa üzerinde yoğun baskı yapıyordu... Hatta Fransa mallarına boykot da gündemdeydi.
Fakat son hafta rüzgârlar farklı esmeye başladı. Fransa - Almanya ekseni de Güvenlik Konseyi’nde çoğunluğun kendilerinden yana olduğunu iddia etmeye başladılar.
Oylamada o tavşan kakası gibi kararın bile çıkmaması olasılığı var.
Çıksa bile, Fransa, geri adım atmamakta, kesinlikle veto kullanmakta ısrarlı.

Bütün bunların Türkiye için anlamı şu...
14 Mart’ta hiçbir karar çıkmazsa, Ankara’nın işi zor. Hükümet, ABD kuvvetlerine sınırın öte yanına geçmek, Irak’a bomba yağdırmak için hangi gerekçeyle yeşil ışık yakacak?
Hangi nedenle, Kuzey Irak’ta 50 bin Türk askeri mevzilenecek?
Fakat, öyle bir durum karşısında bu seçenek bile kötülerin iyisi...
Savaşın ne içinde ne dışında kalan duyarlı teğet konum, dışarıda kalmaktan gene de daha iyi.