Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

27 Nisan’da bu köşede “Vekiller Heyeti’nin Haziran 1920’de aldığı özerklik kararını” yazmıştım.
Kaynak olarak Prof. Dr. Ayşe Hür’ün “Öteki Tarih II” kitabını göstermiştim.
Bu konuda Hukuk Fakültesi’nden arkadaşım, o dönem İdare Hukuku Asistanı olan Doğu Perinçek’ten bir açıklama yazısı aldım.
Doğu Perinçek “Kemalist Devrim-4 Kurtuluş Savaşı’nda Kürt Politikası” kitabında bu konuyu etraflıca anlatmıştı.
Satırlarını -yer durumum kısıtlı olduğu için bazı yerlerini atlayarak- yansıtıyorum:
..........................
BMM Vekiller Heyeti, “Büyük Millet Meclisi Reisi Mustafa Kemal” imzasıyla Elcezire Cephesi Kumandanlığı’na yolladığı yazıda, “iç ve dış siyasetin gereği” olarak “mahalli idareler kurulması” talimatını vermiştir. TBMM’nin 22 Temmuz 1922 günlü gizli oturumunda okunan talimatın, 27 Haziran 1920 tarihinde gönderildiği, Meclis zabıtlarında kayıtlıdır.
Demek ki, Bakanlar Kurulu konuyu görüşmüş ve uygulamaya geçilmek üzere, “Kürdistan hakkında bir düzenleme” yapmıştır.
........ bu düzenleme altı ay sonra anayasa hükmü olmuştur. 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu, mahalli idareler sistemi öngörmüştür. 1920 yılı Haziran’ında, Kürtlerin oturduğu belli bölgelerde mahalli idare uygulamasına geçmek için, özel bir düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Uğur Mumcu da, bu talimatın hükümetçe alınmış “gizli bir karar” olduğunu saptamıştır.
Hükümet kararının “Kürdistan hakkında verilen özel bir talimat” olduğunu, bizzat Elcezire Cephesi Kumandanı Nihat Paşa belirtmektedir.

Haberin Devamı

TBMM gizli zabıtlarında Kürtler
MADDE MADDE İÇERİĞİ
Hükümet tarafından düzenlenen talimatın birinci maddesi şöyledir:
“1. Adım adım bütün memlekette ve geniş ölçüde doğrudan doğruya halk tabakalarının ilgili ve etkili olduğu mahalli idareler kurulması iç ve dış siyasetimizin gereklerindendir. Kürtlerin oturduğu bölgelerde ise, hem iç siyasetimiz ve hem de dış siyasetimiz açısından adım adım mahalli bir idare kurulmasını gerekli bulmaktayız.”
Talimatın ikinci maddesinde, milletlerin kendi kaderlerini tayin hakkı gereği Kürtlerin Türkiye idaresinde yaşamaya talip olduklarını ilan etmeleri ve mahalli idarelerini tamamlamaları istenmektedir.
Üçüncü maddede ise, “Kürdistan’da Kürtlerin Fransızlar ve hele Irak sınırında İngilizlere karşı silahlı çarpışmalara sevkedilmesi” istenmektedir. Kürtlerin Fransızlara ve özellikle İngilizlere düşmanlığının “değiştirile-meyecek bir dereceye vardırılması ve yabancılarla Kürtlerin anlaşmasına engel olunması” görevi belirlenmiştir. Devamla, Kürtlere, “adım adım mahalli idareler kurulması sebeplerinin açıklanması ve böylece bize yürekten bağlanmalarının sağlanması” talimatı verilmektedir.

Haberin Devamı

GEREKÇE: İÇ VE DIŞ SİYASET GEREĞİ
İç siyasetle kastedilen, Kürtlerin haklarıdır. Nitekim Atatürk, bu talimatın yazıldığı tarihlerde, 1 Mart 1922 günü yaptığı konuşmada, “ırki hukuka, toplumsal hukuka ve çevresel şartlara saygının iç siyasetin esas noktalarından” olduğunu belirtir.
Kürtlerin oturduğu bölgeler için talimatta, “mahalli idareler” yerine “bir mahalli idare” ibaresi kullanılmıştır. Bu bölgelerin kaderini tayin için halk oyuna başvurulmasının kabul edildiği de dikkate alınırsa, özerk bir yönetim kurmak için adımlar atıldığı saptanır.
Talimatta, Kürtlerin oturduğu bölgelerde mahalli idareler kurulması, aynı zamanda dış siyasetten doğan bir ihtiyaç olarak görülmüştür. O dönemde büyük devletler, özellikle İngiltere, Kürtlere özerklikten bağımsızlığa kadar çeşitli vaatlerde bulunuyordu. Milli Hareket’in bu faaliyeti etkisiz kılmak için, “Kürtlere gelişme serbestliği sağlama” kararında olduğunu, Müdafaai Hukuk Cemiyeti belgelerinden ve Amasya Protokolü’nden biliyoruz. Kürtleri Türkiye’ye “yürekten bağlama” ihtiyacı, “mahalli idareler” politikasının temel nedenini açıklamaktadır.
Hükümetin aldığı karar gereği, Musul ve Irak’taki ihtilalci Kürt örgütleriyle ortak çalışma yürütülmüştür. Nihat Paşa, bölgedeki İngiliz ve Fransız denetimine karşı Kürt aşiretlerine silah dağıtmış, hatta Kürtlerin Necef’te geçici bir hükümet ve Meclis idareleri kurmalarını sağlamıştır.
TBMM Hükümeti, bu amaçla Antep Kuvayı Milliye komutanlarından milis albayı Özdemir Bey’i 1922 baharında Revandiz bölgesine göndermiştir.
Yine eski Musul Valisi Haydar Bey başkanlığındaki bir heyete, Kürt liderleri Simko ve Şeyh Taha ile görüşme görevi verilmiştir. Buluşma, 15 Haziran 1922 günü gerçekleşmiştir. Bu görüşmeden sonra Simko, bölgedeki önemli Kürt aşiretlerini toplayarak daha yoğun direniş kararı alır.
1922 yılı başlarından itibaren Musul’da Türkiye yanlısı eğilimin yaygınlaştığı ve Kürt aşiretlerinin Mustafa Kemal Paşa ile gizli temaslarda bulundukları İngiliz raporlarına da yansımıştır.
Milli Mücadele önderliği, İngilizlere karşı Kürt aşiretlerini harekete geçirmekte başarılı olmuştur. 30 Ağustos 1922 zaferinden bir gün sonra bir zafer de Irak cephesinde kazanılır. Özdemir Bey komutasındaki Kürt kuvvetleri Derbent Savaşı’nda İngiliz kuvvetlerini yener ve 18 Eylül 1922 günü Şaklava ilçesini işgal eder.
Not: Yukarıdaki satırlarda “Özerklik” başta olmak üzere katılmadığım bazı yorumlar sayın Doğu Perinçek’e aittir.