Teğel dikişleri

ESKİ Büyükelçi ve siyasetçi Onur Öymen, TV söyleşisinde şöyle diyor:

“İsrail Basra Körfezini kontrol etmekte uzak kalıyor.

ABD’nin (Batı’nın) Ortadoğu’da ve Basra Körfezi’ni kontrol edebilecek coğrafi konumda ikinci bir İsrail projesi olduğu söylenebilir.

Bu da bir Kürt devleti oluşması.”

Öymen, ABD’nin Suriye’nin Kuzey’indeki PYD’yle yakınlaşmasına ve “IŞİD’e karşı silahlı mücadele veren PYD savaşçılarını terörist olarak görmüyoruz” açıklamasına işaret ediyor.

Oysa...

Türkiye’nin değerlendirmesine göre “PYD, PKK’nın uzantısı.”

ABD’nin açıklamasında “PYD için savaşanlar arasında sadece Kürtlerin değil, başka milletelerden de gelenler olduğu” bir kenar süslemesi.

Ayrıca...

ABD’nin listesinde PKK dördüncü sırada yer alıyor.

IŞİD ise “birinci.”

.......................

Öte yandan Rusya da resmen ve ilahlı güçleriyle birlikte Suriye’ye ağırlık koydu.

ABD’nin yüksek sesli bir itirazı olmadı.

İran zaten Esad’ın yanında.

Ortak hedefleri IŞİD...

ABD’nin de koalisyon güçleri havadan vururken kara savaşında destek verdiği PYD ile birlikte hedefi “IŞİD...”

Bu durumda IŞİD’e karşı Dünya’nın iki büyük süper gücünün başını çektiği büyük bir devletler grubu oluşmuş bulunmakta.

O halde...

Suriye topraklarının geleceği için tasarımın çizgileri ya da en azından eskşz çalışması görülüyor.

Esad Akdeniz kıyısında Nusayri ve Hıristiyan nüfus ağırlıklı coğrafyaya egemen kalacak. Devlet olarak varlığını sürdürecek.

Cumhur-başkanı Erdoğan’ın Rusya Başkanı Putin’le konuşmasından sonra “geçiş döneminde Esad bir süre daha başta kalabilir”, söylemi bunun güçlü bir işareti.

“Esad ile kesinlikle olmaz” tavrı Ankara’nın kırmızı çizgisi değil miydi?

ABD Dışişleri Bakanı Kerry de “bir süre daha Esad’la” söylemini vurgulamakta.

Demek ki bir uzlaşma henüz değilse bile görüşlerin hayli yakınlaştığı hissediliyor.

.......................

Yani...

- “Rusya’nın kıyı da iki üsse sahip olacağı Batı’daki Esad yönetimindeki Suriye.”

- “Türkiye’nin Güney sınırı boyunca uzanan ve Akdeniz’e uzanması hedeflenen birleşmiş PYD Kürt kantonları.”

Burada Türkiye’nin itirazı “PYD kantonlarıyla Akdeniz arasındaki coğrafya’ya bir güvenli bölgenin oluşturulması” diye özetlenebilir.

Savaştan kaçanların o coğrafyada yerleşmeleri, Türkiye’ye sığınmış olan mültecilerin bir kısmının da oraya dönmeleri...

Suriye sorunu çöüzülene kadar bölgenin Türkiye ve büyük devletlerin korumasına bırakılması.

PYD ise o coğrafyada bir kanton daha oluşturmak, böylece denize uzanmak için Amerika’dan destek umuyor.

Ve...

Tabii Suriye’nin geri kalan coğrafyası ve şimdilik IŞİD ile bazı muhalefet örgütlerinin elinde olan toprakların geleceği de henüz belirlenmiş değil.

Sanırım Musul’un IŞİD’den geri alınması da öncelikli hedef.

.......................

Sınrıların ötesinde bu gelişmeler olurken Ankara’nın “Kürt politikasını” çok sağlıklı ve gerçekçi belirlemesi gerekiyor.