Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bu seçim, bu seçmen kütükleriyle güven vermiyor.
Kuşkulardan, şaibe iddialarından, demokrasiyi yaralayacak tartışmalardan, fay kırılmalarından kurtuluşun tek çözümü var: "b o y a..."
Sandıklara oy kullanmak için gelen tüm seçmenlerin parmaklarına eskiden olduğu gibi bu seçimde de "çıkmayan boya" sürülür.
Her oy kullanacak olan seçmen, sandık görevlileri ve parti temsilcilerinin önünde parmak muayenesinden geçer.
Tek çare bu.
Aksi halde, gökten zembille inen 6 milyon fazla seçmen ile "kütük efsaneleri" örtüşünce demokrasinin kendini oylarla ifade dili, "kekeme" olur.
Çok sayıda "seçmen kütüğü tezgâhı" arasında neler yok ki...

Haberin Devamı
Tek çare  ‘b o y a’

Kaba inşaatta 211 seçmen (Akşam, sayfa 1, Ercan Öztürk'ün haberi, 24.12.2008)

- Kandil Dağı'ndaki PKK şefleri...
- Yıllar önce ölmüş ve defnedilmiş olanlar...
- Henüz inşaat halindeki apartmanda kayıtlı 211 seçmen...

GARİP TESADÜF
22 Mart 2008 tarihli Resmi Gazete'de 5749 sayılı kanunla seçimlerde "artık parmaklara çıkmaz boya kullanılmayacağı" yayımlandı.
Aynı kanunda "seçmen kütüklerinin adrese dayalı nüfus kayıt sistemiyle belirleneceği" de düzenlenmişti.
Bu sistem ise İçişleri Bakanlığı'na bağlı olduğu için, seçmen kütükleri artık yargıdan, yani YSK'dan alınmış ve iktidara bırakılmış oluyordu. 2009 yerel seçimleri için ansızın 6 milyon "ek" seçmen zuhur edince, yeni yasada örtüşen 2 düzenleme, "Bu ne garip tesadüf" dedirtti.

Yeni seçmenle devlet kurulur
Peki... Ansızın yerden biten ya da gökten zembille inen 6 milyon seçmen nasıl denetlenecek?..
6 milyon yeni seçmen, Ankara nüfusundan fazladır.
Neredeydi bunlar?
Yeraltında mı yaşıyorlardı? İnşaat halindeki boş bir apartmana kayıtlı 211 seçmen örneği, simgesel önemdedir. Sandık sonuçları şimdiden tartışmalara açık. Tek çözüm var: "parmağa boya..."
İktidar oy çoğunluğuna sahip olduğu Meclis'te tek maddelik bir yasa taslağı getirir, "önümüzdeki yerel seçimlerde oy kullananların parmaklarına boya sürülmesi zorunluluğunu" koyar.
Bu yasa gecikmeden çıkarsa, "çıkmaz boya"nın ithali ve sandıklara dağıtımı için yeterince zaman var.
AKP iktidarının böyle bir tertip içinde olduğu iddiasında değilim ama demokrasinin sağlıklı işlemesi, sandıklar üzerine şaibe gölgeleri düşmemesi için bu formülü önermekte fayda görüyorum.

Haberin Devamı

Tek çare  ‘b o y a’

BİR NOEL ÖYKÜSÜ
Hıristiyan dünyasının Noel'ini kutluyorum ve hoşgörü isteyerek bir gülümseyiş parantezi açıyorum.
Saf ve temiz bir Sicilya delikanlısı, 15'ine gelmiştir ama hâlâ eli kız/kadın eline değmemiştir. Köyün ağasının bir kızı vardır, işveli mi işveli... Fettan mı fettan...
Oynaşılarından birinden hamile kalır. Karnı hayli büyümüştür. Utana sıkıla durumu annesine babasına açar. Baba zengin ve ceberrut.
"Hallederiz. O kolay" der ve köyün eli kadın/kız eline değmemeiş yoksul delikanlısıyla ikisini evlendirir.
Delikanlı, kızın hamile olduğundan habersizdir, ama bir bakar, evlendikten 5 ay sonra nur topu gibi bir çocuğu olmuş.
Köyde bir dedikodu fırtınası eser.
Dedikodulara göre, bizim delikanlı bir yolunu bulup kızla yatmış ve böylece zoraki bir evlilikle kolay yoldan zengin olmuştur.
Delikanlı bunları işittikçe üzülür. Ve bir trafik kazasında ölür.
Öbür dünyada bir kızla evlenmeden sevişerek ağır günah işlediği gerekçesiyle doğrudan cehenneme gönderileceği söylenir.
Delikanlı itiraz eder ama zebanileri inandıramaz.
Sonunda Tanrı'nın huzuruna çıkarılır. Durumunu ağlayarak ona anlatır.
"Çocuğun kendinden olmadığını" yeminler ederek tekrarlar. İşte Tanrı'dan aldığı cevap:
"Çocuğum boşuna yorma kendini... İnandıramazsın. Ben 2000 yıldır şu İsa adlı insanoğlunun benden olmadığını söyler dururum ama kimse inanmaz. Hadi sen cehennem kaderine razı ol."