Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


I. Dünya Savaşı, Bosna'da Gavrilo Prinçip adlı bir Sırp milliyetçisi tarafından, Avusturya veliaht prensi Franz Ferdinand'ın öldürülmesi üzerine patlamıştı.
Sonraları acı ve şaşkınlıkla şu yorum yapılmıştı:
"Bir Karadağ tabancasından çıkan üç kuruşluk kurşun mu tarihin ilk dünya savaşını başlattı?"
Perşembe günü açıklanan temmuz ayı enflasyonu "0" bekleniyordu... "1" çıktı.
Ve kıyamet koptu.
Ne olacak?
Beklenenden bir puan fazla çıkması, sonunda yıllık enflasyonu yüzde 35 yerine, yüzde 36 yaparsa ne değişir?
Yeter ki...
O tek puan, Karadağ tabancasından çıkan tek kurşun gibi Türkiye'de cepheler yaratmasın.
Ne yazık ki...
Tek puanın cürmünü çok aşan ateşler yakılmakta.
Devlet, özel kesimi "keyfi zamlar yapmakla" suçluyor.
Özel kesim ise devleti "savurganlıkla, gizli zamlar yapmakla, bütçe açığını hala derleyip toparlayamamış olmakla..."
İşçi kesimi, her ikisini de "çalışanları enflasyon altında ezdirdiği iddiası" ile kınıyor.
Sendikalar, birbirini "işbirlikçi" ilan ediyor.
Medyadaki - çoğu eski üst düzey ekonomi bürokratı olan - iktisat yazarları da bu koronun içinde farklı seslerle yer alıyor.
Tek puan nedeniyle, neredeyse bozgun yaşanıyor.
Bu sesler, - kaygı duyarız ki - yurt dışında olumsuz yankılanmalarla geri dönecektir.

Ortak irade

Galiba...
Panik izlenimi veren bu manzaranın nedenleri şöyle olabilir.
Dünyada yüzde 1500 hatta yüzde 5000 enflasyonla yaşamış ve sonunda bu "canavar"ı yenmiş bulunan İsrail, Brezilya ve diğer G. Amerika ülkelerinde pek çok kez enflasyonla mücadele paketi açılmış ama başarılı olunamamıştı.
Çünkü...
Devlet, işveren, işçi, memur sendikaları ve medya arasında ortak irade oluşmamıştı.
Bunlardan birinin uyumsuzluğu paketi patlatıyordu.
Kamuoyu da, hedef için yeterince kazanılmamıştı.
Yüzde 50 - yüzde 90 ya da yüzde 100 enflasyonlarda bu bütünlük kurulamıyor.
Ne zaman ki enflasyon yüzde 1000'leri aşıyor, sabah ve öğleden sonrası için ayrı ayrı faturalar kesilmeye başlanıyor, ayrı ayrı kur ilan ediliyor... İşte o zaman siyasi iktidar ile muhalefet, işçi, işveren, medya ve toplum kenetleniyor, ortak kararlılık o zaman oluşuyor.
Öyle durumlarda artık enflasyondan yararlanabilecek hiçbir kesim kalmıyor.

Şans ve şanssızlık

Türkiye'nin yüzde 70'lerdeki enflasyonu o rakamlara göre elbette şansıdır.
Ama...
Bıçak herkese batmadığı için "ortak irade oluşturamamak ise zorluğu..." Ekonomik istikrar paketi açıklanırken, Ekonomik Konsey toplanmalıydı.
Devlet, özel kesim, işçi sendikaları, memur sendikası arasında bir ortak irade açıklaması yapılmalıydı.
Medyaya ve tüketici koruma kurumlarına bu konuda sürekli bilgi aktarımı olmalıydı.
Sadece televizyonlarda birkaç saniyelik enflasyonla mücadele mesajları veren filmlerle yetinilmemeliydi. Çeşitli mecralarda çok etkili bir kampanyayla, kamuoyu desteği ve denetimi sağlanmalıydı.
Siyasetçiler, programın arkasında - seçmen tabanını yitirmemek kaygısıyla - görünmemek ve sorumluluğu bürokratlara bırakmak gibi bir psikolojik yanlış yapmasalardı.
Bütün bunlar için hala çok geç değil.
Ferdinand tek kurşunla öldü diye I. Dünya Savaşı çıkmıştı.
Daha sonraki yıllarda kaç devlet başkanına kurşun sıkıldı, savaş çıkmadı.
Eğer akıllı olursak, temmuz ayı enflasyonundaki tek puanı da dom dom kurşunu gibi görmeyebiliriz.
Yeter ki tutulan yoldan geri dönülmesin.
Akılcı "ek" düzenlemeler yapılsın.


Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr