Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

İKTİDARLA Cemaat çatışması siyaset diline bir söylemi getirdi; “teopolitik...”
Tanrı ve din bilimi olarak da tanımlanabilecek “teoloji”nin “teo”su, “politikanın” ise “politik”i...
İkisinin birleşmesiyle oluşan “teopolitik” sözcüğü siyasetin en güçlü damarını oluşturmakta.
Dini söylemlerle, dini sembollerle, dini eylemlerle, dini yorumlarla politika yapmak halidir bu.
Samimi ve kişiye ait inançlar elbette özgürlüğün güvencesi altında olmalı.
Saygı duyulmalı.
Ancak...
Sandıklara oy devşirmek için din üzerinden politika yapmak yanlıştır, Anayasa’nın laiklik ilkesinin ihlalidir.
Ayrıca...
Bir bumerang gibi fırlattığın hedeften döner ve atanı da yaralayabilir.
Geri tepmeli silahtır.

Haberin Devamı

YEŞİL LÜGAT

KAYNAĞINI dini metinlerden alan bir “yeşil lügat”tan söz ederek daha popüler bir tanım yapmak mümkün.
Dualar, beddualar, lanet okumalar...
“Pop yeşil lügat” medya tartışmalarına bile uzandı.
Misal...
“Ötekileştirmek” sözcüğünün yerini “şeytanlaştırmak” diye bir kelime aldı.
Yek diğerine “böyle söyleyerek beni şeytanlaştırıyorsun” ya da “beni şeytanlaştırma” gibi ifadeler yeni yeni başladı.
“Eyvallah” da öyle.
“Bu söylediklerine eyvallah ama...”
..........................
Söylemlerle, kelimelerle, deyimlerle bir manevi ortam oluşmakta.
Kelimelerle düşünürüz, bu düşüncelerle sosyal ve siyasal reflekslerimiz oluşur.
Manevi iklimde “teopolitik” gruplar, kümeler, güç odakları yeşermekte, kök salmakta.
Siyasi partiler bunların büyük kısmını içine almakta, bir kısmını dışlamakta.
Aynı fidanın güller açan dalları birbirine zaman zaman diken göstermekte.
................
Şimdilerde “iktidarın yanında yer alan Sünni gruplardan, cemaatlerden” söz ediliyor.
Kısaca “Cemaat” diye adlandırılan “Gülen Hocaefendi’nin hizmet hareketi” ile diğer belli başlı Sünni grupların yollarını ayırdıkları konuşuluyor, yazılıyor.
21’inci yüzyıl Türkiye’sinde hızlı bir eksen kaymasına tanık oluyoruz.
Bazı kesimlerde “alt kimlik” olan “aidiyet, mensubiyet” üst kimliğe dönüşmekte.

Haberin Devamı

LAİKLİK... YENİDEN
İŞTE bu ortamda “doğrular” adeta yeniden keşfedilmekte.
Anayasa’daki “laiklik” cevheri yeniden parlamaya başladı.
Televizyon tartışmalarında muhafazakar kesimlerden şöyle mesajlar var:
“Galiba biz hazır bulduğumuz ve tepki duyduğumuz laikliğin değerini görmeye başladık.
Gerekli olduğu şu yaşadığımız ortamda anlaşılmakta.
Avrupa mezhepler nedeniyle ‘din savaşları’ yaşadı.
10 yıllar süren bu savaşlardan çok acı çekildi ama büyük demokrasi deneyimleriyle kazanımlar sağladı.
Laiklik bu kazanımdır.
Türkiye’de de aynı kazanım, bu kez tepeden inme değil, tabandan yükselebilir.”
..............................
Ben de “teopolitik” söylemle noktayı koyayım.
Yoksa “şerden hayır mı çıkacak?”
İçeride bu süreç “hayırlara vesile olursa” bunun, Türkiye’nin “teopolitik” eksendeki dış politikasına da yansıması dileğiyle...
2014’ün belki de müjdesi olur.
............................
Not: Türkiye’deki kurumların profesyonelleri için düzenlenen atletizm yarışmasını anlatan yazımdan sonra, katılmak isteyenlerden, çok sayıda mesaj aldım.
İlgilenenler “www.fanatikindoorcup.com” internet adresinde ayrıntılı bilgiyi bulabilir.