Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nedenini, özetle yansıtayım...ABD 4. Tümeni 37 bin kişi.255 milyon ton savaş araç, gereç ve malzemesi var.Bunların, İskenderun Limanından Irak sınırına nakli ancak karayolu ve tek hatlı demiryolu ile en az 3 haftada mümkün.Bunları taşıyan gemiler, ABDden 5 bin 600 mil yaparak geldiler.Aynı gemilerin, ABDden Kuveyte gitmeleri için 15 bin mil yapmaları gerekiyordu.ABDnin Türkiyeye sırt çevirdiğini ve "B" planına geçtiğini varsayalım.Türkiye sularından, Kuveyte yönlendirilmeleri halinde, Süveyş Kanalı, Hint Okyanusu, Kızıl Deniz... Gene 10 bin mil yol almaları gerekecek. 15 günü alır.Ürdünden cephe açılması halinde de öyle...Bu ülkenin tek limanı Akabeden Ürdün - Irak sınırına zorunlu "L" harfi çizerek ulaşmak için de 1000 milin üzerinde yol almayı gerektiriyor.Ulaşım olanakları çok yetersiz.ABD, Ürdünden daha çok hava harekâtında yararlanabilir.Kısacası...ABD, tezkerenin TBMMden geçmeyişi üzerine, hem zaman, hem stratejik seçeneği olmaması nedeniyle çok sıkıştı.Tezkere, önümüzdeki 10 gün içinde yeniden TBMMye gelirse, ABDnin, sağlam güvence verilmemiş sorunlarda Türkiyeyi rahatlatması gerekir. Silahlı Kuvvetlerin en üst noktalarında görev yapmış olan emekli komutan dün şöyle diyordu: "ABDnin Irak harekatını planlayan komutan ben olsaydım şimdi, herhalde, saçımı başımı yolmaktaydım." Buz üzerine Önce hâlâ gri bölgede olan sorunlardan en önemli ikisi..."1- Kuzey Irakta savaş sonrası... Türkmenlerin Kürtlerle birlikte asli unsur olmaları.2- Kuzey Iraka silahların Türkiye ile birlikte dağıtılıp, Türkiye ile birlikte toplanması..."Bu konularda ABD açık ve net bir yanıt vermiş ve güvence sunmuş değil.Güvencenin formatına gelince... Yani, büyükelçiler arasında anlaşma imzasına...İki taraftan yetkililerin imzaladığı tüm belgeler "executive agreement" başlığı altındadır.Hukuki geçerliği yoktur."Subject to Congressional" yani Yasama Meclisine sunulacak konu olarak sınıflandırılır.Yasama Meclisinde onaylanmadıkça geçerliği buz üzerine yazılmış yazı kadardır.Sadece "best effort" yani "en iyi çaba" taahhüdünü içerir.Yeterli mi?Bir örnek...Türkiye ile ABD arasında 1980 yılında Savunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması iki tarafın dışişleri bakanları arasında imzalanmıştı.Executive agreementtı. (İki tarafın yetkilileri arasında imzalanmıştı. Kongrede onaylanmış değildi.)Sonra... 1997de ABD Kongresi "Savunma ve Ekonomik İşbirliği çerçevesinde sadece İsrail, Mısır ve Ürdüne yardım yapılacaktır" yolunda karar aldı.Türkiye hiçbir talepte bulunamadı. ABD, gerekli güvenceleri, geçerli formatta verseydi, belki de sonuç farklı olabilirdi. Tezkere TBMMden geri dönmezdi. Şeffaflık MGKda bu sorunlar için Başbakan Abdullah Gül açık seçik Türkiye için hem içerik hem geçerliliği sağlayan şekil yönünden güvencelerin alındığını söyleyebildi mi?R. T. Erdoğan, bunu AKP grup toplantılarında yapabildi mi?TBMM kapalı oturumu bağlamında bu soru Abdullah Gül ve bakanları için de geçerli.Üstelik, Cumhurbaşkanı Sezerin işaret ettiği Anayasanın 92. maddesine göre asker bulundurmak ve asker göndermek için uluslararası hukukun meşruiyet kuralı da tartışmalı.Şimdi kullanılacak oylar ileride karşılarına kamuoyu sorgulamasıyla, Anayasa ihlali suçlamasıyla konulabilirdi.Hiç değilse oydaşma yani uluslararası bir konsensüs, bir antlaşma koşulu... O da yok. ABD yasama Meclislerinden bir anlaşma geçirmek ya da bunun geçerli güvencesi sağlanmalıydı.Bunlar olmazdı.Tıpkı iki turlu seçimlerde birinci tur sonuçlarının akılları başlara getirmesi ve ikinci turda sandıktan sağduyunun çıkması gibi, tezkere oylamasını birinci tur gibi görmeye çalışalım. Sonucunun akılları başlara getireceğine, ikinci oylamadan sağduyunun çıkacağına inanmak istiyoruz. g.civaoglu@milliyet.com.tr İşte bütün bu nedenlerle önce MGKda, sonra da AKP grubunda ve TBMM gizli oturumunda tezkereye karşı olumsuz hava estirmiş olmalı.