Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Unakıtan faktörü, AKP'nin siyaset kaderinde bir parametre. Churchill, İngiltere'yi dünya savaşından galip çıkarmıştı. Ama savaş sonrası yoksulluk ve ekonomik kriz nedeniyle seçimleri yitirmişti.
Türkiye'de ise İnönü, Türkiye'yi savaşa sokmamıştı. Ama, savaş sonrası bir çocuğun "beni ekmeksiz bıraktın" yargısıyla karşı karşıya kalmıştı. Gerçi İnönü'nün cevabı, "Ekmeksiz bıraktım ama babasız bırakmadım" idi ama, gene de CHP, seçimleri - sandık oyunları olmasa - yitirmişti. Ekmek, toplumun siyasal tercihlerini yönlendirir. Seçim kazanmasını iyi bilen Demirel'in "bizden olan aç açık kalmaz" söylemi boş slogan değildir. Clinton da, ne kendisinden önceki Bush, ne sonraki oğul Bush gibi ulusuna zaferler hediye etmedi... Ama onun başkanlık dönemlerinde ABD, ekonomide altın çağlarını yaşadı. Çevre ve doğa kirlenmesine özen göstererek büyüdü. İşsizlik oranı düştü. İçe - dışa istikrar mesajları ve güven verdi. ABD'ye dışardan günde 1 milyar dolar yatırım sermayesi giriyordu. Clinton seks skandallarına karşılık ikinci kez gene seçildi.
Yani...
Seçmen için, çok büyük siyasal olaylar, sözgelişi bir önceki seçimde DSP'yi en büyük parti yapan Abdullah Öcalan'ın yakalanması gibi durumlar olmadıkça, seçimlerin sonucunu ekonomi belirler.

AKP'nin de siyasal kaderi ekonomiye endekslidir.
Ne başörtü, ne apartmanlara ibadethane, ne içkili lokantaları bir bahane bulup kapatmak... Hele askere bulaşmak.
Bunlarla oy değil, birkaç gazete köşe yazarından övgü alırlar.
O kadar.
Oysa...
Demokrasileri böyle sığ sular taşımaz. Demokrasiler, üç sağlam ayak üstüne dayalıdır.
Girişim özgürlüğü, söz özgürlüğü ve inanç özgürlüğü...
Necmettin Erbakan, her hükümet oluşunda birincisini becerememiştir.
Diğer ikisini ise sulandırmıştır.
IMF'ye vurarak muhalefet yapmış, iktidarda da IMF ile kavgaya kalkıştıkça boyunun ölçüsünü almıştır.
AKP bu tuzağa - şimdilik - düşecek gibi görünmüyor.
IMF'ye şu teşhisi koymuş: "IMF, ekonomide istikrara öncelik verir. Büyümek, işsizliğe çözüm derdi değildir. IMF ayrıca, ekonomilerin borç ödeme servisini çevirmesine de önem verir. Bunun, ekonomik büyümeyi frenlemek, kamu harcamalarını kısmak, ülke insanlarının yoksullaşması, acı çekmesi pahasına gerçekleştirilmesi IMF için rahatsızlık nedeni değildir."
O halde bu kapana ayağını kaptıran bir ülkenin işi çok zordur.
Tek çözüm, ek gelir sağlayarak, bu kısırdöngüden kurtulmaktır.
AKP işte bunu deniyor.

Vergi barışı işte böyle bir arayışın sonucudur.
6 - 8 katrilyon lira gelir beklenmektedir.
Bu giriş, savaşın beklenenden çabuk bitmesi gibi diğer bazı etkenlerin yanı sıra fizleri ve döviz fiyatlarını aşağı çekmiştir.
Borç yükü böyle bir hesapla iniştedir.
İkinci ek gelir projesi orman niteliğini yitirmiş orman alanlarındaki yapılanmalardan, Hazine'ye gelir sağlamaktır.
5 milyar metrekare alandan, metrekareye 5 dolar hesaplanarak 25 milyar dolar bekleniyor. Bakan Unakıtan, "hadi bilemedin 15 milyar dolar" diyor.
Bakanın konuşmak istemediği ama Maliye'de daha önceden hazırlanmış bir dosya daha var: "Belirli bir tarihe kadar, ister devlet, ister kendi özel arazisinde yapılan tüm kaçak binaların ya da eklerinin cezayla meşru hale getirilmesi..."
100 binlerce bina yıkılamıyor. O halde devlete gelir sağlamalı. Önce tapu bedeliyle, sonra da taşınmazlar vergisiyle her yıl gelir akışı.
Miras hukuku nedeniyle büyük çoğunluk bu projeye başvurabilir.
Öte yandan, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği Boğaziçi Yasası yıllardır yeniden çıkarılamamış. İstanbul Boğazı kaçak villaların lüks gettoları ile dolu. Bunlara kimse dokunamıyor. Bir, iki site beton mezarlığı haline getirilmiş. O günah keçileri sayesinde, tüm Boğaz, kaçak villaların kurtarılmış bölgesi.
Bunların imara bağlanması da büyük kaynak oluşturabilir.