Boş bir stattan daha fazla hüzünlü, kimsesiz tribünlerden daha dilsiz bir şey yoktur."Yukarıdaki satırlar dünyanın en iyi futbol yazarı Eduardo Galeanodan(*).........O halde, dolu tribünlerle oynanacaktır futbol... Başka yolu yok.Boş tribünlere oynanan cezalı takımların maçları nasıl da perhiz yemeği gibi tatsızdır. ÖNCE bir futbol gerçeği... "Siz hiç boş bir stadyuma gittiniz mi? Deneyin bir kez. Sahanın ortasında ya da tribünde durun, dinleyin. Tribünler ne denli dolu olursa olsun lezzetini "fanatikler" verir.Bir tabak dolusu yemek düşünün.Eğer tuzu, biberi, sosu yoksa yenir yutulur şey midir?İşte fanatik de, tribünlerin lezzetidir.O bağıracak, davul, borazan, düdük, kaynana zırıltısı çalacak.Islıklayacaktır. Marşlar, sloganlar uyduracak, topluca haykıracaktır.Taraftarlar onlarla keyiflenir, ateşlenir.Fanatik, ya işsizdir ya ezilen... Karşılıksız aşkının, kırıklıklarının, ezilmişliğin acısını tribünlerde unutur.Egemen gücün bireyidir. Fanatik dediğin Ancak bu süreçte "holiganlar" da var.Onların gözü sahada değil, tribünlerdedir.Aklı topta değil, hır çıkarmaktadır.Hiçbir zaman yalnız değildir. Kendi gibi "kızgınlarla" beraberdir.Çoğu kez bir yolunu bulup stada soktuğu kesici/delici aletleri vardır."Fanatikler" tribünlerin lezzetiyse, "holiganlar" da lezzeti bozan kötü bakterilerdir. Pis kokulardır.Zehirlerdir.........Ve daha tehlikelisi, onların bazı çetebaşı özentileri tarafından kullanılan profesyonel alkışçı, saldırgan, vurucu, kıyıcı güç olmalarıdır.Bir bedava bilet uğruna, tribünde, güdümlü grupları oluştururlar.Biletleri dağıttıran başkanlara, yöneticilere alkış tutarlar... Rakiplerine küfrederler.Kullanılırlar.Bunların arkasındaki birkaç kişiye ne yazık ki kulüpler 2 - 3 bin bedava bilet veriyorlar.O "baronlar" da biletleri satarak, hemen her maçta 40 - 50 bin dolar dolaylarında rant sağlıyorlar.Kimilerinin ev kiraları veriliyor, altlarına otomobil alınıyor. Holigan dediğin AB standartlarına girdiğimize göre, stadyumları da temizlemek gerekmekte. 1 - Bu çetelerin beslendikleri suyun kaynağından kesilmesi ilk çare. Vali Muammer Güler, dün bunun yapılacağını açıkladı.O söz verir de, kulüplerin sözlerinde duracaklarına inanmak zor.Balık baştan kokuyor. 2 - Stat güvenliğinde özel güvenlik kurumları, bir süre, yardımcı olarak görev yapmalılar.Özel güvenlik adamlarının kendi güvenlikleri bile yok ki...3 - X - Ray tünellerinden geçmek şart.4 - Statlar bir gün önceden iyice aranmalı, zulalarda saklanmak için konulan kesici aletler ve maşaleler temizlenmeli. Bu güvenlik önlemi maç saatine kadar sürmeli... AB ve Türkiye AB ülkeleri yasalarında, holiganların saptanması ve onların kulüplerinin maç oynayacağı saatlarde hepsinin semt karakollarında gözaltında tutulmaları hükmü var.Bizim yeni çıkarılan 5149 sayılı yasamızda ise "Sporda Şiddeti Önlemekle Görevli Kurulun ceza verdiği kişilerin takibe alınacağı" hükmü var."Takip" ne demek, 100lerce ceza almış holiganın arkasına 100lerce polis takılacak... Sonra...Hiç.Oysa, AB yasalarında olduğu gibi gözaltında tutulmaları hükmü getirilmiş olsaydı, bir salon ayrılırdı. Orada hepsi, bir arada toplu tutulurlar, maçtan sonra salıverilirlerdi.Kanun yazmak, mektup yazmaya benzemez...İşlevi olmalıdır.(*) Gölgede ve Güneşte Futbol. g.civaoglu@milliyet.com.tr Kanun böyle yazılmaz