"Yunan Zorba" filminde büyük sükse yapmıştı. Yunanistan, bu arsayı Anthony Quinne armağan etmiş. Bir drahmi bile istemeden Yunanistan Hazinesine ait bu çok değerli arsayı neden vermiş?Sadece sanatının ödülü veya Yunan Zorba rolüyle yaptığı küresel ölçekte Yunanistan propagandası mı bu armağanın nedeni?Hayır..."Anthony Quinnin orada arsası olduğu ve ev yaptıracağı" yolundaki söylemler, Rodosta yabancıların mülk alımlarını tetiklemiş.Onunla komşu olmak, onunla aynı adada mülk edinmek, yabancı alımcılar için müthiş bir çekim alanı yaratmış...............Bu örnek, tek değil...Misal...Yunanistanın Türkiye kıyılarına çok yakın Patmos Adasının doruğunda da Kerim Ağa Hanın villası vardır. Patmos Adasında taşınmaz fiyatlarını belki 10a katlamıştır. Sardunya Adasını doğayla uyum "mimari konsepti" ile çok farklı bir yere tırmandıran Kerim Ağa Hanın Patmosta evi olması için Atina neler yapmamıştır ki! Küresel krema için Patmos, artık rotaların kesiştiği adadır. Bu adada toprağın metrekaresi neredeyse altınla tartılıyor. Teknemiz, Rodos Adasında "Antik Hamam" diye anılan bir koy önünde demirlenmişti. Karaya çıktık. Yan tarafta, denize kartal yuvası gibi bakan bir kayalık gösterdiler. "Anthony Quinnin" dediler. Ünlüler paratonerler gibi yabancı alımları çekiyor.Ancak...Amaç sadece "para getirisi" değil.Yanı sıra...Bunu becerebilen ülkeler yaygın bir lobi de kazanıyor. Çünkü... Kendi topraklarında mülk edinmiş, orayı ikinci vatanı bellemiş 10 binlerce yabancı/komşu o ülkenin fahri avukatları olurlar. Ev aldıkları, yazlarını geçirdikleri, emekli olduklarında yerleşmeyi planladıkları topraklara yönelecek her ayrımcılık, tehdit, tezgâh karşısında onlar da tepki koyarlar. İnanılmaz yaygınlıkta tanıtım ağında ilmeklerdir onlar.Akrabalar, arkadaşlar potansiyel alıcıdırlar..............Onlar inşaat sektörüne olduğu kadar, yiyecek, içki, eğlence, giyim ve otomobil kirasından, tekneciliğe, bankacılığa kadar önemli katkı yaparlar..............Bulundukları ülkeye yabancı dilden başlayarak kültürel yelpaze açarlar. Bedelsiz avukatlar İşte bütün bunların çerçevesi içine Anayasa Mahkemesinin aldığı son iptal kararını koyun ve duvarlara ibret levhası diye asın.Anayasa Mahkemesi, yabancıların mülk edinmesi ile ilgili hükümleri iptal etmiş bulunuyor. Hemen hemen her kararı gibi, bunun da gerekçesi henüz yazılmadığı için "nedenini" bilmiyoruz. Kısmetse bir gün öğreniriz.Sanki "gerekçe" değil de "edebi roman" veya "konçerto" yazıyorlar da ilham bekliyorlar.Lütfetmişler...Kararın yayınını izleyen 3 ay sonra kararın yürürlüğe gireceği kaydını koymuşlar. "Hükümete sakıncaları düzeltecek yeni yasa çıkarmak için 3 ay süre vermişler."Gerekçeyi yazmazsanız, hükümet sakıncayı nereden bilecek de düzeltecek?Bu heyet içinde dostlar var... Hukuktan sınıf arkadaşlarım var... Düşündüklerimi yazıya dökmekte frenliyim.Ama...Dışişleri Bakanı Abdullah Gülün sözlerini yansıtabilirim: "Yabancılara mülk satışı konusunda Anayasa Mahkemesi kararının dışarıda çok büyük şoku oldu. Mahkemenin bu kararı açıkladığı saatlerde ben Londrada uluslararası ekonomi kuruluşu Bloombergde bir konuşma yapıyordum. Birden sorular geldi.....................Bu meselenin çözülmesi gerek. Dünyadaki mevcut ticaret ve yatırım anlayışı doğru kavranmalı. Anayasa Mahkemesine yabancı sermaye konusunu, dünyadaki örnekleri göstererek anlatmamızda fayda var. Bazı ülkelerin nasıl büyük oranda yabancı sermaye çektiklerini ve bu sayede kalkındıklarını açıklamalıyız. Zihniyet değişikliği de gerekiyor. Suriye ve İsraillilerin Türkiyeden siyasi amaçlarla toprak aldıkları iddia edildi. Asılsızlığı anlaşıldı. Kuruntulardan kurtulmalıyız."Telekom özelleştirme vakasından sonra gene bir tarihi/talihsiz vakadır bu.Vaka-i hayriye değil. g.civaoglu@milliyet.com.tr Anayasa Mahkemesi şoku