Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       Dünkü CHP kurultayından görüntülerle, zaman tünelindeki Deniz Baykal anıları, bazen örtüşüyorlar, bazen birbirini itiyorlardı.
İşte birkaç anı...
Deniz Baykal, eşi Olcay Baykal ile Akçakoca'da evlendiler.
2 genç, ellerinde mayo ile Akçakoca Belediyesi'nin nikah memurunun önüne oturdular.
Hemen oracıkta, hiç tanımadıkları 2 kişiyi nikah şahidi gösterdiler.
İmzaları attılar.
Evlilik cüzdanlarını alıp, el ele, az ötedeki kumsala yürüdüler.
Denize girdiler.
Bundan 40 yıl öncesinin sosyal yargılarına göre, çok sade fakat duygu derinliği olan bir evlilik...
Yıllar sonra Baykal, CHP'de politikaya girdi.
Bülent Ecevit'in genç kurmayları arasındaydı.
Siyasete geçer geçmez, bu alanda Tükiye'nin ilk bilimsel araştırmasını yazdı ve yayınladı; " SİYASİ KATILIMLAR" adını taşıyan bu kitap, Türkiye'nin politik, sosyolojik ve psikolojik bir tür "kadastrosu" gibiydi.

Baykal'ın Akçakoca'daki evliliği, onun doğasındaki ve psikolojisindeki "sadelik" olarak yorumlanabilir.
Kurultayın yapıldığı salonda bayraklar, kurdelelar, flamalar, posterler asılı değildi.
Balonlar uçuşmuyordu.
İçerisi, kapasitesinin 3 - 5 misli doldurulmuş değildi, sigara dumanından boğulmadık.
Avrupa'da bir parti kongresinin olabileceği kadar düzenliydi.
Gösterişsizdi.
Hatta...
Kürsünün arkasındaki duvarda ışık gösterileriyle oluşturulan CHP amblemi, Atatürk ve Baykal görüntüleri, dev Türk bayrağı da süs değil, çağın yeni teknolojilerine kapalı olmayan, gösteriş sayılmayacak bir etkinlikti.
"Anılardaki Baykal" izleriyle örtüşüyordu.
Buna karşın...
Az önce ışık oyunlarının yapıldığı duvarın, tavana yakın yükseklikle aniden 2 yana açılması... Oluşan boşlukta, renkli dumanların arasından Baykal'ın belirmesi...
Tavandan kürsüye uzanan bir asma köprü gibi dekorda yürüyerek kürsüye inmesi, anılardaki sade Baykal'la uyuşmuyordu.
Üstelik, işlevi ve anlamı anlaşılamadı.
Baykal'ın eski Yunan tanrısı gibi gökyüzündeki bulutlardan yere inişini yansıtan bu abartılı dekordan, belki etkilenenler olmuştur.
Fakat...
Bir müzikal oyunun star girişini andırıyor olması, eşitlik söylemine yabancı kalıyordu.
Avrupa'da Sosyal Demokrat liderlerinin bisiklete bindikleri sade stille örtüşmüyor.
Akçakoca anılarına da...

Ayrıca...
Baykal, - simgesel gökyüzünde - görününceye kadar, uzun süre salonda klasik müzik yayını yapıldı.
Trübünlerdeki görüntüler ise, konser izleyicisi durgunluğuydu.
Oysa...
Kurultayda coşku, salonda elektriklenme gerek.
Birinin aklına gelmiş olmalı...
Bu kez de "perhiz ve lahana turşusu" dedirtircesine birden Mustafa Sandal'ın "onun arabası var, güzel mi güzel" nakaratlı şarkısı hoparlörlerden yankılanmaya başladı.
Dört Mevsim klasiğinden, Sandal'ın "şoförü de var özel mi özel"e sıçrayış da anlaşılamadı.
Sonra da, Baykal, dumanlar arasında kürsüye inerken TRT Çok Sesli Korosu'nun Türk Müziği'nden Batı enstrumanlarıyla uyarlamalar...
Keşke...
Bu sonuncusu "ilk" olsaydı.
Ayrıca...
Türkiye'nin yüzünü ağartacak sosyal ağırlığı da olan ses, saz, piyano ustaları var.
Onların bir kısmı trübünlerdeydi.

Bu şekil unsurları çok mu önemli?
Bilemem.
Ama...
Siyaset pazarlamacıları, partileri, liderleri böyle imajlarla seçmene sunuyorlar.
Üstelik...
Kurultaydan ayrıntılarla ortaya koyduğumuz simgeler, aslında, liderlerin ve partilerin satıraralarıyla okunmasına katkı yapar.
Fakat...
İçerik de önemli.
Bu kez Baykal, yeni CHP - yeni sol için "Yeni Yaklaşımlar" ve "Yeni Çözümler" demeti öneriyor.
Yani...
Bu hedefler somut çalışması ile anılardaki "SİYASİ KATILIMLAR yazarı Baykal" örtüşüyor.
Sunduğu model, dünya soluyla aynı frekansta.
Dünyada 1980'den başlayarak 15 yıl boyunca sağ iktidarlar egemen oldu.
Artık, o rüzgar söndü.
ABD'nin solu sayılabilecek demokratlar, Beyaz Saray'da.
İngiltere'de İşçi Partisi, Fransa'da Sosyalistler iktidarda.
Almanya'da Sosyal Demokratların Eylül'de iktidarı kesin gibi.
Yunanistan'da Sosyalistler, İtalya'da 17 sol parti ve birlikten oluşan sol koalisyon iktidarda.
Dünya siyaset atmosferinde, yeniden hakim rüzgarlar haline gelen sosyal demokrasi, Türkiye'yi de etkisi altına alma yolunda.
Baykal, bunu sezmiş.
Aynı frekansı yansıtan bir programı sunmuş.
Simgesi "+" ve "=".
Yani, geliri artırmak. Ama, daha adil bölüştürmek.
Özgür
ve eşit bireylerle oluşan bir toplum.
Sadece ekonomisi değil, moralitesi de küresel.
Bazı yönleri fazla karbon kağıdı izini taşısa da doğrultusu tutarlıdır.
Seçmen, beklentiye oy verir.
Önemli olan bu psikolojik beklentinin yanıtlayabileceği umudunu yaratabilmek.
Baykal'ın yanındaki - siyaset atmosferi değişimlerini değerlendiren - deneyimli, yeni kurmaylar var.
İşlerinin zor olduğunu bilmeliler.



Yazara E-Posta: G.Civaoglu@milliyet.com.tr