ÖNCEKİ gün ve dün İstanbul’da turladım. Özellikle Çağlayan’daki mitinge yağışlı havaya rağmen yarım milyona yakın insanımızın akmasından sonra “nabız tutmak” yararlı olur diye düşündüm.
Kasımpaşa, Aksaray, Fatih’te pek çok vitrine “Filistin bayrakları” asılmıştı.
İçerideki tezgâhlarda “Filistin bayrakları” satılıyordu.
Bu kadar kısa zamanda nasıl da üretilmişlerdi!..
İlginç.
BOŞNAKLARA KIYIM GİBİ
GAZZE’de bebeklerin, çocukların, kadınların da yaşamlarını yitirdikleri “insanlık dramı” sürüyor.
Tıpkı daha önce Bosna’da Müslüman Boşnaklara “Sırp kıyımı” gibi “kırım...”
Ve gene dünya “seyirci.”
Birkaç cılız ve gerçek dışı “mış” gibi tepki.
Türkiye, gerek iktidar, gerek toplum olarak en duyarlı ve en aktivist çizgideki ülkelerden biri.
Bir yandan, Başbakan Erdoğan’ın Ortadoğu turu... Dünya liderleriyle telefon konuşmaları... Ateşkes için plan önerileri... Cumhurbaşkanı Gül’ün doruktaki çok yönlü diyalogları...
Öte yandan, başta İstanbul olmak üzere, Türkiye’nin her yerinde yüz binlerin sokaklara, meydanlara akarak Gazzelilerin yanında yer alması...
Bunlar dünya politikasında Türkiye’yi ön plana çıkarıyor.
Türkiye’ye özellikle İslam coğrafyasında sempati rüzgârları estiriyor.
Kıvamında olabilmek
ANCAK... Ölçüyü gözetmek gerek.
Türkiye’yi “anti-semitist” psikoloji siklonuna dahil ederek siyaset doğasında tehlikeli bir sarmala sokacak abartılardan sakınmak da önemli.
İnsanlık dramının noktalanması için katkıda bulunmak başka, ABD-İsrail ekseninde düşmanlığın bir kutbunda yer alan soğuma başka...
Daha önce de belirttim.
Gazze’yi bombalayan uçaklar, Konya semalarında test ediliyor, onları kullanan İsrail pilotları Konya semalarında eğitim alıyorlar.
Türkiye’nin PKK’yla mücadelesinde pilotsuz uçaklardan tutunuz da, ileri teknolojiye dayalı pek çok sofistike savaş aygıtı İsrail’den sağlanıyor.
Jet uçakları ve TSK’nın diğer önemli “savaş parkında modernizasyon” İsrail tarafından gerçekleştiriliyor.
Özellikle Amerika’da Rum ve Ermeni lobilerine karşı Türkiye’nin yanında karşılıklı ağırlık koyan ve denge oluşturan “Musevi lobisi” görmezden gelinemez.
Musevi lobisi aradan çekilirse, Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinde “buzullar” oluşur.
ABD ve dünya kamuoyunu yönlendiren medya, Musevilerin egemenlik alanıdır.
Elbette... “Bütün bunlara bakarak Türkiye Gazze’de olanlara kayıtsız kalsın” gibi bir düşüncem yok. Olamaz da... Ama... Gazze dramını noktalamaya çalışırken bunun bir Yahudi düşmanlığı psikolojisine dönüşmesi olasılığının nasıl da ağır faturalara neden olabileceği görülmelidir.