Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YABANCI sermaye bir ülkeye gelmek için ekonominin yanı sıra yargı erkine de bakar.
Çok büyük kâr da görse o ülkede “yargıyı” demokrasi standartlarında görmüyorsa gelmez.
Çekinir.
Ürker.
Türkiye hukuk sistemine “hakemlik” kurumunun getirilmesi bir katkı yapmıştı.
Yatırımın sadece devletle ya da ortaklarla ihtilaf halinde, yargı labirentinde dolaşmaksızın çözüm için doğrudan daha önce taraflarca kabul edilmiş “uluslararası hakemlere” gidilmesi nispeten önemlidir.
Ama...
Yabancı sermeyenin kuşkuları, tereddütleri sadece devlet ve ortaklarla ihtilaf değildir, sürecin her aşamasında hukuk devletinin yüksek standartta işlemesine ihtiyaç vardır.
Türkiye’den şu son “yargı” manzaralarına bakınız.
Yabancı sermaye için “güven” notunu, empati yaparak siz verin.
Yargı organlarının bile birbirine girdiği, birbirini suçladığı şu ortamda, yatırım yapmak için maceracı sermaye ötesinde umutlar beslemek fantezi olur.

TABLO
GELMESİN ne olur.
Çok şey olur.
Bakın 17 Aralık’tan bu yana dolar 2,14’e dayandı.
Euro 3 TL’ye...
Borsada kayıp 42 milyar dolar.
Sadece özel sektörün dış borcu 185 milyar dolar.
Bu borç nasıl dönecek?
Bir basit hesapla kendi sektörümüzden örnek vereyim.
Gazete maliyeti -gazetesine göre- yüzde 11-20 arttı.
Tüm mal ve hizmetlerde -özellikle enerji girdilerinde- bu döviz artışları faturaları kabarttı.
Dış borçları ve faizleri de öyle.
Cari açık zaten büyük.
Ve risk...
Şimdi daha düşündürücü.
Çarkların dönmesi için döviz gelmesi gerek.
Gelmek bir yana çıkış işaretleri var.
Tekrar çekmek için yüksek faiz oltanın ucundaki yem.
Ancak...
Bu balık “sıcak para...”
Oltaya takılmadan yemi kapar ve kaçar.
Türkiye’ye kalıcı, uzun süreli döviz girdileri lazım.
Özellikle de “yabancı yatırım...”
Yazının başına dönelim.
Böyle bir “hukuk” karmaşası, toz duman altında kalmış, gözün gözü görmediği yargı karşısında neden maceraya girsin?
Dünya ekonomisi büzülme dönemine girdi.
2014 zor yıl olacak.
Daha sonraki birkaç yıl da öyle.

EN ÜRKEK KUŞ
TÜRKİYE’NİN ihracat yaparken de, döviz girdisi ararken de işi çetin.
Yabancı sermaye zoolojinin (hayvan bilimi) tanımladığı en ürkek kuş cinsi.
Bütün bunların “Ankara’dan görünmediğini” söyleyemem, çok daha fazlasının da bilindiğine inanıyorum.
Ekonomiden sorumlu -basiretli- Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın şu fırtınada dümen tutması bir şans.
Ama...
Dalgalar ekonominin dışında siyaset fırtınasıyla da kabarmakta.
Amerika’dan, İsrail’e, AB’ye, komşulara, içeride kendinden olmayan herkese ve her yere öfke nereye kadar?
Olayların da salt hukuk çerçevesinde kalmayıp siyaset dalga boyunda iktidar savaşına uzanması bir başka kaygı boyutu.
En büyük teselli ise, “barış süreci...”
Silahların susması.
Tersine ihtimali düşünmek bile istemiyorum.
.........................
Yazık oluyor bu güzelim ülkeye.
Hepimize Allah sağduyu versin.