Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türkiye için gene karanlık senaryolar mı sahneye konuluyor?
Daha önce de izlediğimiz tiksinti veren, kirli ve kanlı filmler, gene vizyona mı girmekte?
Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'a ve arkadaşlarına yapılan dünkü iğrenç saldırı, böyle kuşkular veriyor.
"Türkiye'de suikastlar ve sabotajlar düzenlemek üzere 10 kişilik bir ekibin sınırdan girdiği" yolundaki haberler... Polis otolarının taranması... Ve son haftalarda sıklaşan siyasi şiddet olayları...
Siyasetteki bunalımlar ve Ankara'nın iktidar çatışmalarıyla kanlı olayların örtüşmesi, komplo teorilerinin en karşısında olanlara bile kaygı vermekte.
Üstelik... Diyarbakır Emniyet Müdürü'nün ve arkadaşlarının, gene irtica tetikçileri tarafından kıyılan Uğur Mumcu'nun ölüm yıldönümünde şehit edilmesi, daha da düşündürücü.
Şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine, Emniyet camiasına ve ulusumuza başsağlığı diliyoruz.
Değerli meslektaşımız Mumcu'yu yüce duygularla anıyoruz.

Sorular, gerçeğe ulaşmanın basamaklarıdır.
O halde, dünkü sorulara devam...
"Anayasa Mahkemesi'nin parti kapatma kararı için 3'te 2 yerine, 5'te 3 oy çoğunluğun aranması olası mı?"
"5'te 3 oy oranı; 4'e karşı 7 oy"
anlamına geliyor.
Anayasa Mahkemesi'nin açıklamasında, zaten 4'e karşı 7 oy oranına da karşı çıkılmıştı. "4 oy, 7 oya egemen olur" denilmişti.
O halde, gerek Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk tarafından "yeni" gibi ortaya konan, gerekse FP Genel Başkanı Kutan'ın "olabilir" dediği bu "formül", Anayasa Mahkemesi'ndeki olumsuz tavrı değiştirmiyor.
Parti kapatmayı zorlaştıran başka makul çözüm araştırmaları, daha gerçekçi...

Bir soru daha...
"Peki buna rağmen, 5'te 3 çoğunluğu öngören ya da demokratik Cumhuriyeti korumayı olanaksız hale getirecek bir başka sakıncalı formül, Meclis'ten geçerse ne olur?"
Bu durumda... Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliklerini sadece şekil yönünden inceleyebilir.
O nedenle, böyle bir maddeyi iptal edemeyebilir.
Ya Cumhurbaşkanı Sezer'in veto yetkisi?
"Bir "veto" sürpriz olmaz.
İkinci kez aynen oylanıp kabul edilirse, Cumhurbaşkanı'nın, değişikliği - iptal edilmeyeceğini bile bile - Anayasa Mahkemesi'ne göndermek yerine, halk oylamasına, yani "referanduma sunma" yetkisi de var.
FP kapatılırsa... Ara seçime, genel seçime gidilmesini önlemek için, Anayasa değişikliği, bu kez halk oylaması gibi bir sonuç üretebilir.
"Seçim yağmurundan kaçarken doluya tutulmak" buna denir.
"Peki formül yok mu?"
Meclis Başkanı'
nın siyasi parti liderlerini biraraya getirmesi, Anayasa Mahkemesi Başkanı'yla konuşması, Cumhurbaşkanı'nın görüşlerini alarak TBMM için bir sağduyu rotası oluşturması gerekir.
Ne yazık ki... Meclis Başkanı, henüz bu misyonun coğrafyasında yok.

Öte yandan... "Demokrasilerde partilerin kapatılması istenir mi?"
Elbette hayır.
Ama...
"- FP'nin dışında olanları bir yana bırakın, FP'nin kendi içinde olanların küçümsenmeyecek bir bölümü, içten içe kapanmayı istiyor mu istemiyor mu?
- FP kapanırsa, yerine kurulacak partinin yeni bir zihniyetle ve demirbaşlardan temizlenerek, siyasete daha bir delikanlı gireceği hesapları yok mu?"