Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hükümet Onuncu 5 Yıllık Kalkınma Planı‘nı TBMM’ye sundu. Meclis’in onayından sonra 2014-2018 yılları arasında ekonomik ve sosyal büyümeyi, kalkınmayı ve gelişmeyi yönlendirecek temel belge yürürlüğe girecek.
Kalkınma planları ülkenin kıt kaynaklarının en verimli biçimde nasıl dağıtılacağını, nasıl kullanılacağını belirleyen belgelerdir.
Kamu kesimi için zorunlu, özel kesim için yol göstericidir.
Kalkınma planları ile uzun vadeli hedefler belirlenir. Bu hedeflere ulaşmak için de her yıl yıllık programlar hazırlanır.
1962 yılından bu yana 9 plan yaptık. Bugünkü büyüme, kalkınma ve gelişmemizde bu planlar doğrultusunda yapılanların büyük etkisi vardır.

Planın özelliği ne?
Onuncu Kalkınma Planı’nda 2014-2018 yılları arasında ekonominin yüzde 5.5 oranında büyümesi hedef alınmış. Bilindiği gibi bundan önceleri Türkiye’de planlar, programlar yılda yüzde 7 büyüme hedefine göre hazırlanırdı.
Bugünlerde piyasada 1.88 TL.dan işlem gören ABD dolarının 2018 yılında 1.97 TL. ortalama fiyatla alınıp satılabileceği varsayılmış.
2018 yılında cari fiyat ile milli gelirin 2.535 milyar TL. olacağı belirtiliyor.. Bu rakam 1.97 TL. dolar fiyatına bölününce 2018 milli gelirinin 1.285 milyar dolar olacağı hesaplanıyor. Dolar olarak hesaplanan milli gelir rakamı 2018 yılında 80.4 milyona ulaşacak nüfusa bölünerek kişi başı gelirin 11.183 dolardan 15.996 dolara yükseleceği belirtiliyor.
Demek ki 2018 yılında doların ortalama fiyatı 2.50 TL. olur ise, milli gelir rakamı 1.014 milyar dolara gerileyecek. Kişi başı milli gelir rakamı 12.600 dolar olacak.

Kaynak dağılımı önemli
Bunlar vitrin ile ilgilidir. Bizim için esas olan vitrinin gerisidir. Dünya pazarında talebi olan teknolojide, kalitede ve fiyatta malı üretmektir. Bunu sağlayacak yapısal değişimi sağlamaktır. Yapısal değişimin esası ise üretimi ithalat bağımlığından kurtarmak, ekonomik ölçekli yatırımlara yönelmektir.
İçeride tasarrufların artırılması, tasarruf açığının küçültülmesi konusuna gereken önemin verilmediği dikkati çekiyor. En önemlisi kıt kaynakların dağılımında radikal bir yaklaşımın olmaması. Önümüzdeki yıllarda da kıt kaynaklarımızı reel üretimi artıracak yatırımlar yerine, inşaat kesiminde kullanmayı sürdürür isek, büyümeyi hızlandıramayacağız. Kişi başı 10 bin dolarlık milli gelir kapanının dışına çıkamayacağız.

10’uncu kalkınma planı TBMM’de