Sakıp Sabancı sahip olduğu hisse senetlerinin önemli bölümünü, etkinliklerin artırılması için Sabancı Üniversitesi’ne bağışlamıştı. Bağış şartlarından biri de her yıl Türk ekonomisinin güncel sorunlarıyla ilgili uluslararası bilimsel bir yarışma düzenlenmesi ve dünya politikalarında etkili kişilere, Türkiye ile ilgili konuşmalar yaptırılmasıydı.
Sakıp Sabancı’nın ölümünden sonra, Sabancı Üniversitesi, etkinliklere uluslararası boyut kazandırmak için bazılarının yurtdışında gerçekleştirilmesini kararlaştırdı.
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ile Rektörü Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, Washington’daki Brookings Enstitüsü ile bir işbirliği anlaşması imzaladı.
Brookings Enstitüsü, 1916’da, kamu politikaları üzerinde araştırma yapmak amacıyla kurulan ilk araştırma enstitüsü olan “Institute for Government Research”ın (IGR) devamıdır. Enstitünün kurucularından ve destekçilerinden Robert Somers Brooking (1850-1932) enstitüyü yaşatmak için iki yan müessese oluşturdu. 1927’de üç kuruluş “Brookings Institution” adı altında birleştirildi.
Bu yılki dördüncü konferans
Enstitü federal hükümet ve Dışişleri Bakanlığı için araştırmalar yapıyor. Araştırmacılarının çoğu Beyaz Saray veya Milli Güvenlik Konseyi eski çalışanı. Enstitünün başkanı, Dışişleri’nin eski bakan yardımcılarından. Yıllık bütçesi 40 milyon dolar dolayında. Washington ofisinde 300 çalışanı var. Dış ülkelerde 50’ye yakın araştırmacısı görev yapıyor.
Sabancı Üniversitesi ile Brookings Enstitüsü yılda bir “Sabancı Konferansı” ve bir de “Uluslararası Sabancı Yarışması” için 4 yıldır işbirliği yapıyor. Konuşmalar, telekonferans sistemiyle Türkiye’ye aktarılıyor.
Washington’da yapılan ilk Sabancı Konferansı’nın konuşmacısı eski ABD Dışişleri Bakanı M. Albright idi. İkinci konferansta o zamanki Dünya Bankası Başkanı P. Wolfowitz, üçüncü konferansta ise eski ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Holbrooke konuştu.
Bu yılın konuşmacısı eski ABD Dışişleri bakan yardımcılarından Nicholas Burns (1956) idi. Burns yakın dönemde (1997-2001) Yunanistan Büyükelçiliği’nde de bulunduğundan Türkiye’yi çok iyi tanıyor.
Türkiye ‘önemli’ diyorlar
Geçen perşembe günü Brookings Enstitüsü toplantı salonunda yaptığı konuşmada Burns, ABD’deki seçimleri hangi parti ve kim kazanırsa kazansın ABD’nin Türkiye’ye ilgisinin ve desteğinin süreceğini söyledi.
Burns’e göre, Bush yönetimi, PKK’nın, hükümetin değil halkın sorunu olduğunu anladığından bu yana, terörle mücadeleye destek veriyor. ABD yönetimi bundan sonra da Türkiye’nin AB üyeliğine destek verecek. Bu konuda Fransa ve Almanya’nın katı yaklaşımını yumuşatmaya çaba gösterecek. Burns, Ermeni sorununda diyasporanın baskısını yok etmek için Türkiye’nin Ermenistan sınırını açmasının ve Ermenistan ile doğrudan ilişkiye geçmesinin yararına işaret ediyor. Kıbrıs sorununun 2009 yılında çözüme kavuşacağı şeklinde bir kehanette bulunuyor.
Sabancı konferansları öncesi ve sonrası, bu konferansla ilişkili olarak yemekli iki toplantı daha yapılıyor. Bu toplantılarda da çok sayıda Amerikalı politikacı ve diplomat Türk-Amerikan ilişkilerini konuşuyor, tartışıyor. Dikkati çeken, bu toplantılarda konuşmacıların ilişkilerin sadece politik boyutları üzerinde durmaları, ekonomik konuların hiç mi hiç gündeme gelmemesi.