Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki terör, köy koruculuğu gibi yepyeni bir mesleğin ortaya çıkmasına ve müesseseleşmesine neden oldu.
İçişleri Bakanlığı’nın verdiği bilgilere göre, 2009 Mart ayında 48 bini kadrolu, 23 bini gönüllü toplam 71 bin köy korucusu var.
1985-2009 yılları arasında 123 bin köy korucusu görev yapmış.
Köy koruculuğunun geçmişi 1924 yılına gidiyor. 442 Sayılı Köy Kanunu ile “Köy sınırları içinde, herkesin ırzını, canını ve malını korumak için muhtarın emrinde, silahlı ve jandarma gibi görev yapacak köy korucularının görevlendirilmesi” öngörülmüştü. Silahlandırılacak gönüllü köy korucularının sorumluluğu köylüyü, eşkıyadan ve mahsul zamanında çapulculardan korumak olarak belirlenmişti.
Doğu ve Güneydoğu’da terör olayları ciddileşince 1985 yılında bu eski kanuna bir madde eklendi. Köy koruculuğu “kurumsallaştırıldı”. 3175 Sayılı Kanun’la 442 sayılı kanuna eklenen bu maddede “... şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin köyde veya çevrede ortaya çıkması veya herhangi bir sebep ile köylünün canına ve malına tecavüz olaylarının artması halinde valinin teklifi ve içişleri bakanının onayı ile yeteri kadar geçici köy korucusu görevlendirilebileceği” belirtiliyor.

35 ilde korucu var
1985 yılından sonra olanları, Anlayış dergisinde yayımlanan, Z. Tuba Kor’un araştırmasından (Haziran 2009, Sayı 73) özetleyeceğim.
1985 yılında 22 ilde geçici köy koruculuğu uygulaması başlatıldı. 1987 yılında OHAL yürürlüğe girdi. Çatışmalar arttıkça korucu sayısı da arttı. 1988 yılında 14 bin olan korucu sayısı, 1992 yılında koruculara maaş bağlanmasından sonra hızla arttı. 1993 yılında 13 ilde daha koruculuk uygulaması başlatıldı. Böylece korucuların bulunduğu il sayısı 35’e çıktı. Korucu sayısı 1995’lerde 62 bine, 2000 yılına doğru 90 bine yükseldi. 2000 yılında korucu alımı durduruldu. PKK’nın da ateş kesmesi nedeniyle sayı 57 bine indi. 2005 yılında koruculara ve ailelerine yeşil kart verilmesi kararlaştırıldı. 2008 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla 10 bin korucu daha alındı.
2007 yılında 5673 Sayılı Kanun ile korucuların kadroları ve maaşları düzenlendi. Korucular bir anlamda “devlet memuru” statüsüne alındı.

Korucular ‘memur’ oldu
Bu kanuna göre, korucuların maaşları devlet memurlarınınki gibi göstergeye bağlı olarak her yıl değişiyor. En az 15 yıl hizmeti olan ve 55 yaşına gelen korucu emekliye ayrılıyor. Emekli maaşı alıyor. Korucu ölürse, dul eşine, maaşının yüzde 75’i emekli maaşı olarak bağlanıyor.
Korucuların maaşları ve diğer giderleri İçişleri Bakanlığı bütçesinden karşılanıyor. Korucuların aldıkları aylıklardan vergi ve diğer adlar altında hiçbir kesinti yapılamıyor.
Korucuların aylıkları 700 TL dolayında. Korucuların maaşları yanında tazminatları ve operasyona katılanların ek ödenekleri var. Korucubaşlarına yüzde 10 daha fazla ödeme yapılıyor.
Devlet koruculara silahtan başka (düzenli olmasa da) elbise, ayakkabı veriyor. Yiyecek yardımı yapıyor. Gerçekçi olalım. Koruculuk Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da ekonomiye hareket getiren bir müessese haline geldi. En az yarım milyon insan doğrudan, daha çok sayıda insan da dolaylı biçimde korucu maaşıyla geçiniyor.
Bir habere göre Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’na sunulan bir rapor doğrultusunda korucular kademeli olarak silahsızlandırılacak. Hayvancılık ve tarım alanlarında gene maaşlı olarak görevlendirilecek. Bu kararı almak kolay da uygulaması zor. Silahları toplamak bir dert, koruculara iş yaratmak bir başka dert.