Son on yedi yılda Türkiye’de kamu ve özel sektör tarafından gerçekleştirilen 498 milyar dolarlık sabit sermaye yatırımı teşviklerden yararlandı. Teşviklerden yararlanan yatırımlara, devlet kasasından teşvik olarak yapılan nakit ödemelerin tutarı ise, 1985 yılından bu yana toplam 4.3 milyar dolar olarak belirlendi.
Türkiye’de yatırımların teşviki çok tartışılan bir konudur. Bu teşvik sistemi nedeniyle devletin parasının çarçur olduğu söylenir. Bunun temel nedeni kamuoyuna teşvik tedbirleri ve bu tedbirlerin devlete faturası hakkında gerekli bilginin verilmemesidir.
Dr. Mustafa Duran tarafından yapılan Türkiye’de Yatırımlara Sağlanan Teşvikler ve Etkinliği konusundaki bir çalışma Hazine Müsteşarlığı tarafından kitap halinde bastırıldı. Bu çalışmada hem bugüne kadar uygulanan teşvik tedbirleri hakkında bilgi verilmekte, hem de bunların Hazine’ye yükü açıklanmaktadır.
Bugüne kadar yatırımlara iki farklı uygulamayla nakit olarak teşvik sağlandı. (1) Kaynak kullanımı destekleme primi adı altında, yatırımcıya özkaynağından yaptığı harcamanın belli bir bölümü, nakit olarak ödendi. (2) Belli yatırımlara fon kaynaklı kredi teşviki adı altında, 5 - 10 yıl vade ve ucuz faizle kredi imkanı sağlandı.
Kaynak Kullanımı Destekleme Primi uygulaması, 1985 - 1991’de sanayi ve turizm yatırımlarının gelişmesinde etkili oldu. 1991’de bu uygulamaya son verildi. Fon Kaynaklı Kredi uygulaması da 1991’de uygun koşullu krediye dönüştürüldü. 1995’ten sonra da kapsamı daraltılarak istisnai kullanılan bir teşvik aracı haline geldi.
Yıllardır uygulaması süren, yatırım indirimi ise, yanlış anlaşılan bir teşvik sistemidir. Bir yatırıma yüzde yüz yatırım indirimi teşviki verildi dendiğinde, kamuoyunda bu yatırımın yüzde yüzünün kamu kaynağından karşılanacağı şeklinde yanlış bir fikir oluşur. Yatırım indirimi demek, yatırım tamamlanıp işletme kara geçtikten sonra, karın belli bölümünün vergi dışı kalması demektir. Yatırım indiriminde devlet ödeme yapmaz. İşletme kar ettiğinde, alacağı vergiden fedakarlık eder.
Yatırım indirimi, işletme kara geçtikten sonra, yapılan 100 birimlik yatırım harcamasının toplam yüzde 5.4’ü ile toplam yüzde 26.4’ü arasında büyüklükte vergi muafiyeti ile yatırım sahibinin ödüllendirilmesini sağlar.
Yatırım teşvikleri, sanayide ve turizmde yatırımların patlamasında etkili olmuştur. Ancak zamanla teşvik uygulamasının konular ve bölgeler bakımından yaygınlaştırılması nedeniyle, teşvikin gücü aşılmış, teşvik tedbirleri müteşebbisi coşturacak, koşturacak niteliklerini yitirmiştir.
Önemli olan 17 yılda devlet kasasından nakit olarak teşvik için çıkan para ve bunun karşılığında kamu ve özel sektör fonlarından gerçekleştirilen toplam yatırımdır. AraştırmacıDuran’ın tespitlerine göre, 1985 yılından 2001 yılı sonuna kadar sadece teşvik tedbirlerinden yararlanan yatırım miktarı 498 milyar dolardır. Sayın okuyucularım, bu yılda 30 milyar dolar yatırım demektir. 30 milyar dolar az değil ama, keşke daha fazla teşvik verilebilse de yılda ortalama 30 milyar dolar olan yatırım miktarı, 60 milyar dolara çıkarılsa.
Çünkü, yatırım demek, üretim demek, istihdam demek, gelir demek, kalkınma demek, refah demektir. Her şey yatırımla başlıyor. Geçmişte yatırım teşviklerinde çok hatalar da yapıldı. Bu teşviklerin çok sevabı da oldu. Sadece hatalara bakarak, teşvikleri kötülemek yerine, iyi yönlerini öne çıkararak, sürdürmek zorundayız. Yatırımları ancak böyle coşturup, böyle koşturabiliriz.