TBMM’den "savaşa evet" kararı çıktığında ABD’nin Türkiye’ye 2 milyar dolar hibe 4 x 7 = 28 milyar dolar kredi yardımı yapacağı, Irak’a ilk bomba düştüğünde paraların geleceği hikayesinin aslı nedir? Gerçekten ABD böyle bir parayı verecek mi? Verecek ise nereden verecek, nasıl verecek? Tezkere ilk müzakerede TBMM tarafından kabul edilse idi bu paralar hemen geleceği için, acaba halkımızın sırtına "Tezkere Vergisi" denilen ek vergiler binmeyecek mi idi?
Bu konularda "tevatür" çok. Ama işin aslını anlatan yok.
Geçen hafta Asaf Savaş Akat, Deniz Gökçe ve Ege Cansen’in "Eko - diyalog" programına ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan konuk oldu. Ege Cansen ABD’nin savaş yardımı hikayesinin ne olduğunu sualleri ile açıklığa kavuşturdu. Ali Babacan’ın anlattıklarına göre,
(1) ABD’den Türkiye’ye nakit olarak para gelmesi söz konusu değil.
(2) TBMM’nden "savaş kararı çıksa bile" ABD’den nakit para gelmeyeceği için "Tezkere Vergileri" denilen vergiler ABD’nin savaş yardımının alternatifi değil.
Ali Babacan’ın anlatımına göre "savaş yardımı hikayesi"nin aslı şöyle:
(l) ABD yönetimi Türkiye için 2 milyar dolarlık bir hesap açacak. Türkiye’ye verilecek askeri araç, gereç, silah ve mermi bedelleri bu hesaba yazılacak. Fatura toplamı 2 milyar doları bulunca hesap kapatılacak. Böylece eski veya yeni, kullanılmış veya kullanılmamış 2 milyar dolar değerindeki askeri malzeme Türkiye’ye hibe edilmiş olacak.
(2) Geldik "yardım hikayesi"nin en karışık bölümünün anlatımına...
n Mevcut şartlarda Türkiye’nin dışarıdan borçlanması güç. Borçlansa bile vade kısa, faiz oranı yüksek olur. Başka ülkeler yılda yüzde 3 faiz ve uzun vade ile para bulurken Türkiye yıllık yüzde 11 faiz ödemek zorunda kalır.
n Varsayalım Türkiye, yüzde 11 yıllık faiz ve de 5 yıl vade ile 28 milyar dolar dış kredi buldu. Bu kredinin yıllık faiz yükü (kabaca) 3 milyar dolar, 5 yıllık faiz yükü l5 milyar dolardır... Türkiye bu faturaya razı olsa bile mevcut şartlarda kimse 28 milyar dolar kredi vermez.
n ABD yönetimi diyor ki: "Yüzde 11 faiz ile 28 milyar dolar krediyi Türkiye’ye kimse vermez ama, ABD araya girer ve de ‘kefil’ olur ise, hem 28 milyar dolar krediyi veren olur, hem de Türkiye daha düşük faiz öder. Örneğin yıllık faiz yüzde 7.5 olur. 28 milyar dolar kredinin yıllık faiz yükü (kabaca) 2.1 milyar dolar, 5 yıllık yükü 10.5 milyar tutar. ABD’nin desteği ile hem vadesi gelen dış borçlar zorlanmadan yenilenir ve vadelerini uzatmak için 28 milyar dolar kredi bulunur, hem de 4 milyar dolardan fazla faiz kazancı olur."
Sayın okuyucularım, "Bulduk da bunuyoruz" durumuna düşmeyelim ama ABD savaş yardımının hikayesi budur. Ama unutmayınız, nereden kaynaklanır ise kaynaklansın devletin giderlerini karşılamak vatandaşın görevidir. Amerikan vatandaşının bizim devletin giderleri için para göndermesini beklemek yanlıştır.
(Nasıl ki, ABD büyükelçisinin Siirt seçimlerini AKP merkezinde Tayyip Erdoğan ile birlikte izlemesi yanlış ise!... Nasıl ki, ‘20 saygın milletvekili’nin ABD Büyükelçiliği’ndeki "Tezkere Yemeği" davetine katılmaları yanlış ise!..