(1) Yapılan ara seçimler sonucu Başkan Bushun "muhafazakar" Cumhuriyetçi partisi Senato ve Kongrede tam anlamıyla çoğunluğu ele geçirdi. Clintonın Demokratları silindi gitti. Başkan Bushu ABD dışında engelleyecek güç zaten yoktu. Bundan sonra Başkan Bushu ABD içinde de engelleyecek güç kalmadı.(2) ABD Merkez Bankası (Federal Reserve), ekonomiyi hareketlendirmek için faiz indirimine gitti. İki yıl önce yüzde 7 olan faiz, ine ine yüzde 2.25e inmişti. Tüketicinin hala harekete geçmemesi karşısında, tüketiciyi harcamaya teşvik etmek için Merkez Bankasının 0.25 puan faiz indirimi yapacağı söyleniyordu. Fakat Merkez Bankası faizleri 0.50 puan indirdi. Şimdi faiz oranı 1.75 oldu.Merkez Bankası faiz oranının aşağıya inmesi öncelikle gayrimenkul kredileri ile otomobil kredilerinin ucuzlamasına yol açıyor. Kredi faizi ucuzlayınca da halkın bu iki alanda harcamayı artırarak ekonomiyi harekete geçirmesi bekleniyor. Bu ABDlilerin kendi iç beklentileri... Türkiye gibi ülkeler için de faiz indirimi önemli. Bu ülkelerce kullanılan kredilerin faizleri ucuzluyor. ABD içinde doların getirisi düşünce, gözler Türkiye gibi getirisi yüksek ülkelerin pazarlarına çevriliyor. Risk faktörü geri planda kalıyor. Türkiye gibi ülkelere kaynak akışı hızlanıyor. Biz evin içinde olan bitenle uğraşırken, evin dışında olanlarla ilgimizi kesiyoruz. ABDde son günlerde çok önemli gelişmeler oldu. Bunların rüzgarı bütün dünyayı özellikle bizi de etkileyecek. ABDde de Cumhuriyetçiler Cumhuriyetçiler "muhafazakar, din ve ırk ayrımını sürdüren" kesimlerin temsilcisi. Hele Bush ailesi "din"e aşırı ölçüde bağlı bir aile. Cumhuriyetçiler ABD yönetiminde tepe noktalara, özellikle "adalet sisteminin kilit noktalarına" kendilerinden yana olanları getirmeye pek meraklı. Bu tür kilit noktalara atamalar Kongre onayından geçiyor. Şimdiye kadar Kongrede Cumhuriyetçilerin sivri politikalarını ve yanlı atamalarını Demokratlar engelliyordu. Artık ne atamalara ne de politikalara engel kalmadı.Bu özellikle Başkan Bush yönetimi bakımından çok önemli. Başkan Bush (1) Afganistandan sonra Irakta ve daha sonra Ortadoğunun diğer ülkelerinde başlatacağı ve sürdüreceği sıcak savaşa dayalı olarak silah sanayiinde artacak üretim ve istihdam ile ekonomiyi, (2) Ortadoğu petrol sahalarının kontrolü sonucu ucuzlayacak petrol fiyatlarıyla da piyasayı canlandırmak istiyor.Politikasını buna dayandırdığı için de Irak savaşını başlatmaya mecbur. Irak savaşına karar vermiş durumda da, Ortadoğunun petrol alanlarında Iraktan sonraki hedefi henüz bilinmiyor.Demokratlar, Clinton gibi karizmatik bir liderden sonra partiyi sürükleyecek adam bulamamanın ve genel seçimleri kaybetmenin şokunu hala atlatamadı. ABD ekonomisindeki durgunluk, işten çıkarmalar, yolsuzluklar gibi önemli konularda "muhalefet" yapamıyorlar. Halkı çok ilgilendiren bu sorunları halka anlatamıyorlar. Başkan Bush ise, "11 Eylül terörü, El Kaide, Bin Ladin, Hüseyin, Irak savaşı" söylemleri ile halkı peşine takmış gidiyor.ABD Kongresinin iki kanadı var. (1) 100 üyeli Senato, (2) 435 üyeli Temsilciler Meclisi. Hafta içi yapılan seçimler de Senatonun üçte biri, Temsilciler Meclisinin tamamı yenilendi. 36 eyaletin valisi seçildi. Başkan Bushun Cumhuriyetçi Partisi Senatoda 51 sandalye ile çoğunluğu ele geçirdi. Temsilciler Meclisinde mutlak çoğunluk için gerekli 218 oyu aştı. 226 oyu garantiledi. Büyük şehirlerde Cumhuriyetçi adaylar valilik seçimini kazandı. Başkan Bushun kardeşi Jeb Bush yeniden Florida Valisi, George Pataki üçüncü defa New York Valisi oldu. guras@milliyet.com.tr Türkiyede AKPnin tek başına TBMMde çoğunluk kazanması ne kadar önemli ise, ABDde de Kongrede Cumhuriyetçilerin çoğunluk kazanması o kadar önemli.