ABD pazarı büyük pazar, zengin pazar, bizim için önemli pazar. Geçen yıl dış pazarlara 17.4 milyar dolar mal sattık. Bunun yüzde 11'i ABD pazarına gitti.
ABD'ye ihracat yapmak bizim için çok önemli. En fazla mal satabildiğimiz 4 pazar arasında ABD 2'nci sırada. Geçen yıl Almanya'ya 5.1 milyar dolarlık, ABD'ye 3.0, İngiltere'ye 2.0, Fransa'ya 1.7 milyar dolarlık ihracat yaptık.
ABD pazarına daha çok mal satabilme imkanımız var. Ama dünyada "serbest ticaretin şampiyonluğunu yapan" ABD hükümeti bize "kota" uyguluyor.
ABD hükümeti, Türkiye'nin ABD'ye satabileceği ürünlerin isimlerini teker teker belirleyip, her üründen kaç adet, kaç metre, kaç kilo satılabileceğini kağıda yazıp elimize tutuşturuyor.
Bizim üreticimizin sattığı malın kalitesi ve fiyatı ne olur ise olsun, alıcısı ne kadar bizden mal almak ister ise istesin, ABD'ye "kota" dışı mal satamıyoruz. Bu yıllardır böyle gidiyor. ABD başka ülkelere böyle kısıtlama uygulamıyor. Türkiye'nin ise bir türlü elini kolunu çözmüyor.
Bir Türk firması, gider Bulgaristan'da kadın geceliği üretir, Ürdün'de hamam bornozu yapar ve de bu malları ABD'ye oralardan yollar ise, "kota" derdi yok. Ama Denizli'den, Bursa'dan yollar ise "kota" var.
Bizim özellikle tekstil ve giyim eşyası üreten sanayicilerimiz yıllardır "kota"yı kaldırtmak, bu mümkün değil ise genişletmek için çaba gösteriyor. Kulis yapıyor. Ama bu işin çözümü daha yukarılardan mümkün olacak gibi görünüyor. O nedenle sanayicilerimiz şimdi Cumhurbaşkanı Sayın Sezer'in ilgisini bekliyor. İnanış şu ki, ABD Başkanı'nın, ABD yönetiminin Türkiye'den bekleyişlerinin arttığı şu dönemde Sayın Sezer'in ABD'ye yapacağı resmi bir ziyarette kota konusunun gündeme getirilmesi, sorunun çözümünü sağlayacak. Dikkat buyurunuz... Türk sanayicisi "para" istemiyor. "Kredi" beklemiyor. "Yardım" dilenmiyor. Bırakınız bizi başka ülkelerin ihracatçısı ile rekabete girelim. Kalitemiz ve fiyatımız uygun ise ABD pazarına mal satalım diyor.
Avrupa Birliği üyesi ülkeler için kota yok. Gümrük Birliği anlaşması ile Avrupa Birliği'ne bağlandığımız için bizim de bu imkandan yararlanmamız gerekiyor. Ama derdimizi anlatamıyoruz. ABD yönetimi her yıl bizim ABD'ye satabileceğimiz malların miktarını belirliyor. Örneğin tekstil sektöründe 22 kategoride satılacak malların miktarı listeye yazılıyor. Şu kadar metre pamuklu kumaş, bu kadar metre yünlü, o kadar metre perdelik ve döşemelik diyerek... Aynı şekilde konfeksiyonda 15 kategoride mallar belirleniyor. Bir milyon adet tişört, 2 milyon adet erkek ve kadın pantolonu, 500 bin adet hamam havlusu, 600 bin adet kadın kombinezonu gibi...
Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı görevlileri her yıl ABD yönetimi ile pazarlığa girerek kotaları "azıcık azıcık" yükseltmeye çabalıyor. Sonra da belirlenen kotaları Türkiye'deki ihracatçılar arasında dağıtıyor. Dikkat buyurunuz "kota" miktar kotası. Bu bakımdan "kota"lar içinde daha fazla döviz kazanmak bize düşüyor. Tanesi 1 dolarlık tişört yerine tanesi 10 dolarlık tişört satsak, tanesi 10 dolarlık pantolon yerine 100 dolarlık pantolon satsak daha fazla döviz geliri sağlama şansımız olabilir. Geçen yıl ABD tekstil kotası çerçevesinde ABD'ye 415 milyon dolarlık pamuklu, yünlü kumaş, ev döşemeliği ve saire satabildik. Bu tür mal satan ülkeler arasında 10'uncu sıradayız. ABD'ye geçen yıl 1.0 milyon dolarlık hazır giyim eşyası satabildik. ABD'ye benzer ürünleri satanlar listesinde 15'inci sıradayız. ABD'nin toplam giyim ithalatı içinde bizim payımız sadece yüzde 1.8 oranında.