Olayların içinden ABD şimdilerde Ortadoğu'yu yeniden şekillendiriyor. Bu olurken Türkiye, ya sadece seyirci koltuğunda oturacak ya da oyun kurucuyla anlaşarak, kendine uygun olan (kendine yarar sağlayacak) oyunculuğa soyunacak.Türkiye'deki terörün önlenmesinde, Kürt ve Ermeni sorunlarının çözümünde, komşularla ilişkilerde, ordu gücünün korunmasında ABD'nin desteğinin önemi büyüktür.Gelelim ABD'nin Türkiye'nin ekonomik kaderini belirleme gücüne... IMF ve Dünya Bankası kâğıt üzerinde her ne kadar bağımsız kuruluşlar ise de, ABD yönetimlerinin güdümündeki kuruluşlardır. Türkiye'nin bu kuruluşların desteğine daha uzun süre ihtiyacı vardır. Cumhurbaşkanı Sayın Gül'ün ABD Başkanı ile görüşmesi önemli. Türkiye'yi yönetenlerin ABD yönetimiyle düzenli bir ilişki sürdürmeleri Türkiye'ye hem politika hem de ekonomi bakımından yarar sağlar. Unutmayınız, bizi AB'nin bekleme odasına da elimizden tutarak ABD yönetimi götürdü. Türkiye'nin dış kaynağa ihtiyacı var. Döviz açığını kapatmak için, yatırımlar için, dış borç stokunu çevirmek için doğrudan yabancı sermaye ve kredi girişinin aksamaması gerekir.Yabancı sermaye ve dış kredi girişinin yolu New York'tan geçer. New York yolundaki trafiğin akması için ABD yönetiminin yeşil ışığı önem taşır. ABD yönetimi ışığı sarıya döndürdüğü an trafik aksamaya başlar.İşte bunun içindir ki Türk ekonomisindeki oyuncuların gözü kulağı devamlı ABD'dedir. İşte bunun içindir ki ekonomimizin büyük oyuncuları ABD'de olan biteni saati saatine izlerler. Buna göre döviz fiyatı belirlenir. Faiz fiyatı belirlenir. Borsa iner-çıkar. Para musluğu ABD'nin elinde ABD'ye bu kadar mı bağlı hale geldik? Sadece biz bağlı hale gelmedik, birçok ülke göbekten ve cepten bağlı hale geldi. Yeni Dünya Düzeni denilen düzen bu. Cumhurbaşkanı Sayın Gül'ün ABD gezisini bu tabloda değerlendirmek gerekir.Ama... "Sadece ABD ile de olmaz." Kuzeyde koskoca bir Rusya var. Rusya'yı önemsememek yanlıştır. Ekonomik bakımdan Rusya bizim için ABD kadar önemli. Doğalgazda Rusya'ya bağımlıyız. Rusya önemli bir pazar. Rusya, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini dengeleyecek bir güç.Avrupa ülkeleri ile ilişkilerimizi sadece AB çerçevesinde değerlendirmek yanlış. AB'ye tam üyelik tartışmaları devam ededursun. İhracatımızın yarısını bu ülkelere yapıyoruz. Bu ülkelerde 5 milyona yakın Türk yaşıyor.Cumhurbaşkanı'nın ve Başbakan'ın yurtdışı gezilerini işte bu geniş çerçevede değerlendirmekte yarar vardır.M.Ü. İletişim Fakültesi bahçesine çadırlar kuruldu. 6 Ekim 2007 tarihinde bu sütunda "Sayın Sarıgül İletişim Fakültesi'ni çadıra mahkûm etti" başlığını taşıyan yazım yayımlandı. Bu yazıda Sayın Sarıgül'ün garaj inşaatı için yaptığı kazı sonucu, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin Nişantaşı kampusundaki 2 büyük dershane ile öğrenci lokantası ve kantin binalarında çöküntü oluştuğunu binaların kullanılamaz hale geldiğini yazmıştım.Sayın Sarıgül, geç de olsa dün Marmara Üniversitesi Rektörü Sayın Necla Pur ile protokol imzaladı. Belediye bahçeye 2 çadır kurdurdu. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Ahmet Orkan'a, kullanılamaz hale gelen binaları haziran ayına kadar onarma sözünü verdi. guras@milliyet.com.tr Rusya ve AB'yi unutmayalım