Ali Püsküllüoğlu’nun sözlüğünde “işkence” şöyle tanımlanıyor: ”(1) Bir kimseye, bir canlıya maddi veya manevi olarak yapılan aşırı eziyet (2) Bir kimseye, kanıt ve bilgi elde etmek ya da cezalandırmak ereğiyle bilinçli olarak uygulanan her türlü acı verici, onur kırıcı işlem.”
Devlet gücünü elinde bulunduranların klasik işkencesi “polis işkencesi” idi. Uluslararası anlaşmalar ve AB bağlantısı nedeniyle bu tür işkencede gerileme görüldü. Derken Ergenekon davası benzeri soruşturmalarla “hukuki” işkence dönemi başladı. Ardından mali işkence uygulaması yayılır oldu.
Banka kredi sisteminde kamunun etkin olduğu, dövizin zor bulunduğu dönemlerde mali işkence kredi kesmek, döviz tahsisini iptal etmek şeklinde uygulanırdı. Şimdilerde vergi bindiriliyor.
Yakın dönemde Doğan Grubu‘nun 2 şirketine yüksek vergi bindirimi yapılmıştı. Şimdi de Doğan Yayın Holding‘den, vergi kaçakçılığı iddiasıyla çok yüksek vergi cezası isteniyor.
2007’de satılan yüzde 25 oranındaki hissenin o günkü döviz kuruyla bedeli olan 702 milyon TL’ye karşılık bindirilen vergi 826 milyon TL.
Doğan Yayın Holding bünyesindeki gazetelerin yayınlarından Başbakan hoşlanmıyor. Uzun süredir konuşmalarında devamlı olarak bu grubun gazetelerinin satın alınmamasını, evlere sokulmamasını söylüyor. Ve de seçim öncesi bu gruba olağandışı bir vergi bindiriliyor...
Bu tabloda denilebilir ki: ”Buyurunuz... Mahkemeye başvurunuz... Vergiden kurtulunuz...” Bunu söylemek kolaydır... Ama bunun ne tür işkence olduğunu yaşayanlar bilir.
Bu tür uygulamalar sadece bir kişi veya kuruluşu hedef almaz. “Kızım sana söyledim, gelinim sen anla usulü”, başkalarına da “korku” salar. İstenen de budur.
Sarkozy’nin sosyal paketi
Krizin etkileri Fransa’da sosyal yaşamı sarsıyor. Milyonlarca işçinin sokağa dökülmesinin ardından sosyal reform paketi açıklayan Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, dar gelirlilere 2 milyar 600 milyon euro’luk yardım yapılacağını duyurdu.
Sokaklara dökülen milyonlarca işçinin çağrısı üzerine, 5 büyük sendika federasyonu ve işveren temsilcisiyle bir araya gelen Sarkozy, işçi ücretlerinin artırılmasının işten çıkarmalara neden olacağını belirterek, asgari ücret artırımından çok, çalışma yaşamını modernize eden önlemler almayı tercih ettiklerini duyurdu.
Sosyal pakete göre, iki ay çalıştıktan sonra işsiz kalanlara 500 euro’luk ek prim ödenecek, 4 milyon çalışan 2008 için vergiden muaf olacak, işsiz kalanlara maaşlarının yüzde 75’i oranında işsizlik ücreti ödenecek.
Düşük gelirli ailelerin çocuklarına her eğitim yılı başında yapılan okul yardımı 150 euro artırılıyor. Geliri düşük ailelere 200 euro’luk çek verilmesi gündemde. 3 milyar euro’luk sosyal yatırım fonu oluşturulması da alınacak önlemler arasında.
Sendikalar paketi beğenmedi. 19 Mart’ta genel greve gidecekler. (Bizim hükümet acaba Fransa’da olan biteni izliyor mu? Ders çıkarıyor mu? Bilemiyoruz.)
Obama’nın konut paketi
Obama, Arizona’da bir lisede yaptığı konuşmayla, 275 milyar dolarlık konut paketini açıkladı. Obama, şimdi (1) Kredisini ödeyemeyenleri rahatlatmaya, (2) Konut kredisi veren Fannie Mae ve Freddie Mac’e güveni temin etmeye çalışıyor.
ABD’deki konut kredilerinin yarıdan fazlasını sağlayan bu iki kuruluşa verilen yardıma ilaveten 200 milyar dolar daha yardım aktarılması öngörülüyor.
Konut kredisi kullanan 5 milyon borçlunun kredilerinin yeniden yapılandırılması, faizlerin sabitlenerek ödemelerin azaltılması, borçlarını ödeyemeyen 4 milyon borçluya indirimle faiz yardımı yapılması hedef alınıyor. Bu paketten yararlanacak toplam aile sayısı 9 milyonu bulacak. (Bizim hükümet acaba ABD’de olan biteni izliyor mu? Olan bitenden ders çıkarıyor mu? Bilemiyoruz.)