AKP'nin askerle arası nasıl bilemem ama Washington'a gelince gördüm ki, AKP'nin ABD ile arası kötü. Düzeltmek de çok zor olacak gibi görünüyor.Birinci "Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülü"nün konusu "Türkiye'nin Yeni Jeopolitik Ortamı, Politikalarda Sorunlar ve Yeni Açılım Fırsatları" olarak belirlenmişti. Jürinin değerleme sonuçlarının açıklanmasından önce Washington'daki "Brookings Enstitüsü"nde Güler Sabancı'nın bir yemek daveti vardı. Brookings Enstitüsü Başkanı Clinton'un dostu ve Clinton zamanında Dışişleri Bakanı birinci yardımcılığı görevinde bulunan Strobe Talbott, Washington'da Türkiye politikalarının oluşturulmasında etkili olanları bir araya toplamış.Bunların dördü, daha önce Türkiye'de de büyükelçilik görevinde bulunan diplomatlardı. M. Abramowitz, E. Edelman, M. Parris, M. Grossman yemek boyunca Türkiye-ABD ilişkilerini konuştu. Turgut Özal, "Bilerek bilmeyerek hükümet yanlış yapar, düzeltilir. Sakın ha askerle ve ABD ile hükümeti karşı karşıya getirmeyin. Bunlarla arayı düzeltmek çok zor olur" dermiş. Kimin ne söylediğini belirtmeden toplantıdaki konuşmaların özetini aktaracağım.Kulaklarımla duymadan önce Türkiye-ABD ilişkilerinin bu kadar gergin olduğunu, ABD yönetiminin ilişkilerin bozulmasından AKP yönetimini sorumlu gördüğünü söyleyenlere, yazanlara inanamıyordum. ABD yönetimine yakın olanlar ilişkilerdeki gerginliği (1) Kurtlar Vadisi-Irak filminin, (2) Hamas heyetinin Türkiye ziyaretinin doruk noktasına çıkardığını tekrarlayıp duruyor. (İnanması güç ama, söylemler böyle!) Washington'da Türkiye politikalarının oluşmasında etkili kişiler "Türkler, ABD yönetiminin Türkiye'yi gözden çıkarma lüksü olamaz, diyor. İyi de, Türklerin ABD'ye giderek daha fazla düşman olma lüksü var mı?" diye soruyor. Türkiye'nin sorunları tartışılırken, Türkiye-ABD ilişkileri konuşulurken "ekonomi" konusu "ekonominin sorunları" gündeme hiç mi hiç gelmiyor. ABD çevreleri Türkiye-ABD ilişkilerini sadece politik yaklaşımla değerlendiriyor. Örneğin, şu günlerde Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz üzerinde durulmuyor da, Danıştay'daki cinayetin siyasetin geleceğini nasıl şekillendireceği, özellikle cumhurbaşkanlığı seçimini nasıl etkileyeceği üzerinde duruluyor. Gerginlikten söz ediliyor Kafalar karışık ama, anlaşıldığı kadarıyla son gelişmelerden sonra, Çankaya'ya eşinin başı türbanlı birinin çıkmasının pek mümkün olamayacağı şeklinde. Fakat bugüne kadar boşalan her koltuğa eşinin başı türbanlı bir yandaşını oturtan R. T. Erdoğan'ın Çankaya koltuğuna farklı birini oturtması beklenemez. Türkiye "medeniyetler arası çatışmayı önleyecek bir model ülke" olduğu için ABD Türkiye'ye önem veriyor. Türkiye demokratik, laik, halkı Müslüman bir ülke. Bu sistemin esası da Kemalizm. Eğer AKP Kemalistleri tasfiye eder ve dini siyasete alet eder ise o zaman Türkiye'nin özelliği kalmayacak. Türkiye'nin model olarak değeri yok olacak. AB, Kıbrıs sorunu ve Kürt sorunuyla Türkiye'yi sıkıştıracak. Fakat görülüyor ki, AB'nin Türkiye'ye yaklaşımında iyi niyet yok. Çünkü Türkiye'nin 50-40-20 yıllık sorunlarını bir iki yıl içinde çözmesi, hem de AB ülkelerinin bekleyişleri doğrultusunda çözmesi isteniliyor. Toplantıda her şey konuşuldu. Ekonomiye değinen olmadı.Son bir not: Toplantıya Başbakanımız R. T. Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan da "Dünya Bankası uzmanı" olarak katılmıştı. AKP ile ilgili bütün eleştirileri dinledi. Babasına herhalde olan biteni aktarır. Babası da durumun ne kadar ciddi olduğunu oğlundan dinleyince belki fark eder. guras@milliyet.com.tr Cumhurbaşkanlığı seçimi