Cumartesi öğle saatlerinde Ankara’ya ulaştım. Bir taksiye bindim. Yol kavşaklarındaki polis panzerlerinin görüntüsü ürkütücü idi. Taksi şoförü, "Abi bugün esnaf gene yürüyecek" dedi. Saat 14.00’te Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin düzenlediği panele katıldım. Başkanımız Mehmet Öngeoğlu, "fakirleşen halkın sorunlarını tartışacağımızı" söyledi. Oturumu yöneten Taylan Erten söz verdi. Dr. Yavuz Ege, Dr. Hayri Kozanoğlu, Dr. Erinç Yeldan ve ben dilimiz döndüğü kadarı ile halkın nasıl fakirleştiğini anlattık. Toplantı bitti. Otele uğradım. Telefon ile ABD’nin Atlanta kentindeki CNN International Haber Merkezi’nden aradılar. "Bugün esnaf gösterileri devam etmiş. Sizin saatiniz ile 20.00’de CNN International dünya haberlerinde görüntüler yayımlanırken sizinle canlı bağlantı yaparak görüş alacağız" dediler.
Saat 20.15’te telefonla bağlantı sağlandı. Görüntüleri yayımlarken bana esnafın sokağa neden döküldüğünü, halkın ne kadar fakirleştiğini sordular. Cevaplarımı canlı olarak yayımladılar. Ankara’daki gazeteci arkadaşlarım beni Mülkiyeliler Birliği lokantasında bekliyordu.
Mülkiyeliler Birliği’ne gitmek için taksiye bindiğimde şaşırdım kaldım. Saat 20.30 Ankara sokaklarında trafik kilitlenmişti. Şoförüm, "Bu saatler trafik hep böyle kilitlenir" dedi. Halbuki İstanbul’da ben sabahları bir buçuk saatte ulaşabildiğim işyerine krizden sonra yirmi dakikada gidebiliyordum. İstanbul’da kriz sonrası sokaklardaki otomobil sayısı azalmıştı.
Mülkiyeliler Birliği’ne gittim. O da nesi? Birinci kat dolu, ikinci kat dolu, üçüncü kat dolu. İşletmeci Mülkiyeli arkadaşımız Ali Rıza Koçyiğit, beş yüz kişinin yemek yediğini söyledi. Çiğdem Toker, Aslı Işık, Taylan Erten, Yavuz Ege, Ali Doğanoğlu, Aziz Konukman, Hayri Kozanoğlu, Mehmet Öngenoğlu ile yemek yedik.
"Halkımız fakir düştü diye ağlaşıyoruz, CNN International’da halkın huzursuzluğunu anlatıyorum. Ama Ankara’nın sokaklarında otomobilden geçilmiyor. Mülkiyeliler Birliği’nde 500 yüz kişi yiyip içiyor. Bu ne biçim kriz?" diyecek oldum."Hocam" dediler, "Ankara ile Mankara farklıdır. Mankara krizin altında ezilir ama Ankar fark etmez. Bu nedenle 6 haftadır Ankara krizin boyutunu anlayamadı."
Sonra da bana Ankara’yı göstermek için bir taksiye bindirip Arjantin, Nene Hatun ve Reşit Galip caddelerinde gezdirdiler. Bu caddelerde kapısından içeriye baktığımız, Akdeniz - Akdeniz, Ambrosia, Amisos, Cengiz Kaan, Die’s Wine, El Torito, Ivy, Karaf, Lagos, Mahzen, Pine Apple, Primo, Gusto, Sampi, Trilye, Villa isimli lokanta ve barlar dolu mu dolu idi. Dosteli Sokak’ta "Q’ba" isimli lokantaya girdik. Üst kattaki bistroda Aydın Tansel canlı müzik yapıyordu. Yer yoktu. Bodrum kattaki Jaz Klubü’nde "Latin Grup Tekila" canlı müzik yapıyordu, 250 kişi zıplıyordu.
Şaşırdım kaldım. Hani kriz vardı? Hani halkımız perişandı? Hani ben CNN International’ın Atlanta Haber Merkezi’nin sorularını canlı yayında cevaplayarak, yüzde 90 oranındaki devalüasyonun Türk halkını nasıl fakirleştirdiğini, halkın neden sokaklara döküldüğünü anlatmıştım!..
Anladım ki, "Ankara" ile "Mankara" farklı. İkisi farklı dünya... Ankara, Mankara’dan kopmuş, Ankara krizden etkilenmiyor. Bunun içindir ki, Ankara, Mankara’nın sorunlarını, sıkıntılarını, fakirliğini anlayamıyor. Ankara’da "kriz yok!!.. Selam sana Ankara!.. Üzgünüm senin için Mankara!..