Petrol zengini Arap ve Müslüman ülkelerde, parayı elinde tutan kesimler gayrimenkul yatırımı dışında yatırım bilmez. Üretim ve istihdam ilgi alanları dışındadır. Paralarını nakit olarak ya Batı ülkelerinin finans kuruluşlarında değerlendirirler ya da gayrimenkul satın alırlar. İşte onun içindir ki, Arap ve Müslüman kardeşlerimizin parasıyla kalkınmak hayaldir.Bol para, illa da yatırıma ve üretme ilgi duymayı gerektirmez. Arap ve Müslüman kardeşlerimiz, yatırım ve üretimden hoşlansalar ellerindeki o bol parayla önce kendi ülkelerinde fabrika kurar, insanlarına iş imkânı yaratır, üretim yaparlar...Arap ve Müslüman kardeşlerimizin Türkiye'de gayrimenkul almaları için, önlerinde kırk takla atmak bize yakışmaz. Arap ve Müslüman kardeşlerimizden gayrimenkul yatırımı için gelecek para Türk ekonomisine bir katkı sağlamaz. Bir ülke üretim yaparak insanlarına istihdam ve gelir imkânı sağlar. Üretimi artırarak kalkınır. Bütün bunlara rağmen, Büyük Türk Büyükleri yıllardır Arap ve Müslüman kardeşlerimizin dolarlarının peşindedir.Bülent Ecevit'in 1975'lerde "Bilezik Formülü" hayali vardı. Türkiye, Arap ve Müslüman kardeşlerimizin petro-dolarlarını Türkiye'ye çekecek. Batı'nın teknolojisini getirecek. İkisini birleştirerek Türkiye'nin koluna yatırım bileziğini geçirecekti... Olmadı.Turgut Özal 1984'lerde Resmi Gazete'de bir kararname yayımlattı. O yıllarda yabancılara toprak satılamıyordu. Bu kararnameyle Suudi Arabistan, Kuveyt, B. Arap Emirlikleri, Umman Sultanlığı, Bahreyn Emirliği vatandaşlarına, karşılık şartı aranmadan Türkiye'de mülk edinme hakkı tanındı.Arap sermayesini çekmek için "İslam Holding" kuruldu.Zarif sanatçımız Emel Sayın'ın verdiğin konserde "Buğulu yeşil gözlerine hayran olan" Suudi Prens'e Sevda Tepesi'ni hediye ettik. Üretmeden olmaz Bütün bunlar unutuldu... Şimdi "yeni ümitler" içindeyiz. Çırağan Sarayı'nın merdivenlerinden T.C. Başbakanı ile Suudi Arabistan Kralı'nın el ele inecek kadar yakınlaşmaları, "Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye gürül gürül döviz akacağı" hayalinin filizlenmesine yol açtı.Dövizin gürül gürül akması için, deredeki taşları nasıl ayıklayacağımızın derdine düştük... Öneriler "dehşet verici!".. "İslami ticareti hayata geçirelim..." Araplara serbest turizm bölgesi tahsis edelim... Hukuk sistemimizde İslam hukukuna göre değişiklik yapalım... Sevda Tepesi'ne özel imar izni çıkaralım, Arap kardeşlerimize vergi muafiyeti ve özel teşvikler verelim... Hangi arsayı beğeniyorlarsa, seçsinler, alsınlar..." Neredeyse, "İsteyin, rejimi değiştirelim" denilecek...Arap ve Müslüman kardeşlerimize yakınlık göstermeyelim diyen yok... Ama ortada bir tablo var... Kardeşlerimizin kendilerine hayrı dokunmuyor. Bize ne hayırları olacak?.. Hasan Pulur ağabeyimizin sık sık tekrarladığı bir deyim vardır: "Kendileri muhtaç-ı himmet bir dede / Nerede kaldı gayrıya hizmet ede..." guras@milliyet.com.tr Hayal başka, gerçek başka