Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yaya yolunun kenarına bir masa koymuşlar. Masanın arkasındaki iki ağaç arasına bir ip germişler. İpte, orak çekiçli veya tek yıldızlı kızıl bayraklar sallanıyor. İki üç kızıl bayrakta Che'nin bereli resmi var.
Masanın üzerine de orak çekiçli kızıl bir bayrak serilmiş. Bayrağın üzerine Marx'ın, Lenin'in, Troçki'nin kitapları sıralanmış. Kitaplarının arasında çok sayıda eski madalya, rozet ve anahtarlık duruyor. Bunlar değişik ülkelerin değişik komünist dönemlerinden kalmış bayraklar, madalyalar, rozetler.
Masanın arkasında yaşları yetmişi aşmış dört eski komünist ayakta birbirleriyle sohbet ediyor. Yakalarındaki rozetler, eski madalyalar, eskimiş giysileri ile her biri bir "abide"...
Masaya yaklaştım... Kitaplar bilmediğim, okuyamayacağım dillerde... Madalyaların, rozetlerin, nişanların hangi ülkelere ve hangi dönemlere ait olduğunu anlayamadım. Üzerinde Che'nin resmi olan bir anahtarlık hoşuma gitti. Che'nin simsiyah büstü. Kafasındaki siyah berenin tam önünde kızıl yıldız parlıyor. Anahtarlığın arkasında şunlar yazılı: "Prefiero morir de pie que vivir siempre arrodillado - Che". Türkçesi, "Diz çökerek yaşamaktansa, ayakta ölmeyi tercih ederim - Che". Anahtarlığı elime aldım. "Kaç para" diyerek İngilizce sordum... Yaşlı komünistlerden biri eline kağıt kalem aldı. Titreyen eliyle "300" rakamını yazdı. Parayı ödedim. Öbür yaşlı komünist cebinden yıpranmış bir defter çıkardı. Bir sayfayı açtı... Titreyen elleriyle "300 peceta" alındığını yazarak toplamı yeniledi.
Onların bu titizliği, yaptıkları işi ciddiye almaları beni etkiledi.
Bu anlattıklarım geçen hafta pazar sabahı İspanya'nın Barselona şehrinde, Ramples'de gördüklerim ve yaşadıklarım...
Barselona, "Ramples" isimli caddenin üzerinde "yaşıyor". Bu cadde ortasında kocaman bir havuz bulunan "Catalunya Meydanı"ndan limana inen, iki yanında ikişer şeritli otomobil yolu bulunan, ortası geniş mi geniş, ağaçlıklı bir yaya yolu...
Yolun başında tezgah kuran bana Che anahtarlığını satan yaşlılar çok muhtemeldir ki, İspanya iç harbini yaşayanlardan, bugüne kadar hayatta kalabilmiş az sayıdaki eski komünistler idi.
1936 yılından sonra üç yıl süren ve bir milyon cana mal olan İspanya iç harbini komünist, sosyalist, anarşist ve cumhuriyetçilerden oluşan "Halk Cephesi" kaybetmiş, 1939'da General Franco yönetime hakim olmuştu. 1977 yılında seçimlerle sona eren Franco rejiminden sonraki derlenip toparlanma dönemi, İspanya'nın 1986 yılında Avrupa Birliği'ne tam üyeliği ile hızlı bir gelişmeye zemin hazırlamıştı. 1977'lerde İspanya'nın kişi başı milli geliri 2500 dolardı. Şimdilerde 20 bin dolara yaklaştı. Avrupa Topluluğu'ndan alınan yardımlarla İspanya altyapısını tamamladı. Dünyanın zenginler liginde, dünya liderleriyle aynı masada oturuyor.
Acaba iç savaşı Franco kazanacak yerde kaybetse idi ve komünistler iktidarlarını sürdürse idi İspanya'nın durumu bugün nasıl olurdu? Bana anahtarlığı satan yaşlı komünistler ile bu konuyu tartışabilmeyi çok isterdim... Ama bir başka şeye açıklık getirmeliyim. Onların hiç de acınacak halleri yoktu. Yenilmiş, kaybetmiş olmalarına rağmen, başlarını dik tuttuklarını her davranışlarıyla gösteriyorlardı. Aynı Che'nin anahtarlığının arkasına kazınan sözlerindeki gibi: "- Diz çökerek yaşamaktansa, ayakta ölmeyi bekliyorlardı".