Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Son yirmi yıldır dünyada "Bağımsız Film" (Independent Film) diye bir deyim duyulmaya başlandı.
Bağımsız Film deyimi, "büyük stüdyolar" dışında yapılan filmler için kullanılıyor.
Büyük stüdyolar denilince akla ilk gelenler Hollywood stüdyoları. Daha sonra da, başka ülkelerdeki benzer stüdyolar.
Büyük stüdyolar, özellikle Hollywood stüdyoları çok sayıda izleyiciye dönük büyük bütçeli filmler yapıyor. Yapımcılar bu tür filmlere 3 milyar dolar - 15 milyar dolar para yatırıyor. Para yatıranlar ise riski göze almıyor. Senaryo, her milletten, her yaştan, her gelir grubundan insanın hoşuna gidecek şekilde belli yazarlara yazdırılıyor. Artistler her milletten, her yaştan izleyicinin beğendiği belli artistlerden seçiliyor. Filmlerin tek amacı çok seyirciye ulaşılarak yatırılan paranın geri alınması ve de yapımcıların para kazanması oluyor. Bu durumda büyük stüdyolardan çizgi dışı filmlerin çıkması imkansız hale geliyor. Yeni, cesur yapımcılar yepyeni konular, yeni artistler bu büyük stüdyolarda iş yapma şansı bulamıyor.

İşte bu tabloda, büyük stüdyolar dışında çizgi dışı filmler yapma arayışı ortaya çıktı. Çok küçük bütçelerle, 20 bin dolar, 100 bin dolar harcama ile yapılan çizgi dışı filmler için yepyeni bir pazar oluştu. Bu filmler için senaryo yazan, bu filmleri çeviren, bu filmlerde oynayan sanatçılar var.
Bunlara, (Hollywood'dan ve de benzeri büyük stüdyolardan) "Bağımsız Sanatçılar", bunların yaptıkları filmlere de, "Bağımsız Filmler" adı verildi. Bağımsız filmler kazanç kaygısı olmadan yapılan çizgi dışı filmler.
Bundan yirmi yıl önce ünlü film sanatçısı Robert Redford, bağımsız sanatçıları bir araya getirmek ve bunları desteklemek amacıyla ABD'nin "Utah" eyaletinin "Sundance" kentinde "Sundance Institute" isminde bir vakıf kurdu. Kar amacı gütmeyen ve yıllık 11 milyon dolarlık bütçesinin yüzde 65'i bağışlarla, yüzde 35'i faaliyet gelirleriyle karşılanan bu vakıf, her yıl ocak ayında Utah'ta bağımsız film festivali düzenliyor. Bağımsız filmler için senaryo yazarları, bağımsız film yapımcılarını ve sanatçılarını destekliyo. Teşvik ediyor.
Hollywood'un büyük stüdyoları ve de başka ülkelerin büyük stüdyoları tarafından yapılan filmler büyük dağıtım gruplarınca bu sinemalara dağıtılıyor.
Bağımsız filmler dağıtıcı firmaların ilgisi dışında kalıyor. Çok seyircili filmleri gösteren sinemalar bu filmleri programa almıyor.
Bağımsız filmler ancak festivallerde veya özel gösterimlerde seyirciye ulaşabiliyor.

İşte bu gelişmeleri değerlendiren bir grup İstanbullu genç sinemasever ilk defa bir bağımsız film festivali düzenleyerek son yılların en ilgi çeken 37 filmini sinemaseverlere gösterme arayışına girdi.
"Birinci İstanbul Uluslararası Bağımsız Film Festivali" 18 - 27 Ocak arasında yapılacak. Beyoğlu Fitaş sinemalarında gösterime girecek. Festivali düzenleyenler "Kollektif Prodüksiyon Grubu"nu oluşturan genç sinemaseverler. Festivalin finansmanını Amerikan "AIG Blue Voyage Advisors" grubunun sermayesinin yüzde yirmisine katıldığı AFM sinemaları. 1965 yılında Beyoğlu Fitaş'ta iki salonda çalışmalara başlayan AFM sinemaları bugün Türkiye'nin en büyük sinema zinciri olarak 92 salonda hizmet veriyor.
"Birinci İstanbul Uluslararası Film Festivali"ne bağımsız sinemanın adını koyanlardan Amerikalı yönetmen Hal Hartley de katılıyor. Geçen yıl Cannes Film Festivali'nde gösterilen "No Such Thing / Öyle Bir Şey Yok" adlı filmi ile 18 Ocak'taki açılış gecesinde olacak. "Pi" filminin efsanevi yönetmeni, bağımsız sinemanın harika çocuğu Darren Aronofsky İstanbul'a gelerek bağımsız sinema üzerine söyleşiler yapacak.
(Bağımsız sinema ve de İstanbul film festivali ile ilgileniyor iseniz, internette "www.ifistanbul.com" ve "www.sundance.org" sitelerine giriniz. Bolca bilgi var.)