Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün sabah dolmuşun şoförü sevinçli idi: "Bakü - Ceyhan işi bugün tamam oluyormuş abi..." diyordu. "- Bakü - Ceyhan işi tamam olunca ne olacak?" diye sordum. Önce duraladı. Sonra cevapladı: "- Çok şey olacak abi... Türkiye petrole kavuşacak... Petrolsüz kalmaktan kurtulacağız. Petrol ucuzlayacak... Petrol zengini olacağız... Baksana kaç yıldır hükümetler sadece bununla uğraşıyor... Clinton bile bunun için geldi..."
Dolmuşun içinde neyin ne olduğunu anlatmaya kalksam adamcağızın neşesi kaçacak... Petrolü çıkaran biz değiliz. Boru bizim olmayacak. İçinden geçen petrol bizim olmayacak, Ceyhan'daki tesis bizim olmayacak. Ceyhan'a akan petrolü kime ve kaç paradan satacaklarına başkaları karar verecek. Biz sadece borular topraklarımızdan geçiyor diye yılda 100 milyon dolar geçiş parası alacağız... İşte o kadar diye anlatsam ne işe yarayacak... Sustum.
Anladım ki, Bakü - Süpsa hattı, halkımıza mal olmuş bir dava haline gelmiş. Halkımız boru döşenince çok şeyler olacağını sanıyor...
Dün bütün gün TV haberleri Bakü - Ceyhan boru hattı için imza atıldı atılıyor... Boğaz'da gemide atılacak... Hayır sarayda atılacak... şeklinde haberler verdi. Nihayet imza atıldı...
Oh... "Bu iş de bitti" derken, Prof. Dr. Haluk Ülman uyardı. İnternette AFP ajansının haberini oku diyerek telefon etti.
"Yahoo"nun "Daily News" sayfasında "AFP Ajansı"nın Bakü mahreçli Perşembe 18 Kasım, 1.10.AM SGT tarih ve saatli haberinde, "Bakü petrollerini çıkarıp işleten boru ile taşıyan "Azerbaijani International Operation Company" (AIOC)'nin lideri BP Amoco sözcüsünün açıklaması" yer alıyordu.
Bilindiği gibi AIOC konsorsiyumu on petrol şirketinin ortaklığından oluşuyor. Bu şirkette bizim TPAO'nun yüzde 6.8 payı var. Konsorsiyum lideri ise yüzde 34.1 paya sahip BP Amoco şirketi.
BP Amoco'nun sözcüsü diyor ki, - İstanbul'da Bakü - Ceyhan için imzalar atılıyor ama (1) Henüz bu borudan geçecek petrol yok. (2) Yaklaşık 2.7 milyar dolar ile 3.3 milyar dolar arasında yatırım gerektireceği söylenen bu 2 bin kilometrelik boru hattı için kimse yatırım yapmayı düşünmüyor. Yatırım maliyetini garanti etmek için 1.4 milyar dolarlık faturayı da Türk hükümetinin nasıl karşılayacağı belli değil. Bu iş şimdilik ekonomik bir "gerçek" olmaktan öte politik bir "gösteri olarak gündemde..."
Ben petrolcü değilim... Ajans haberlerini, araştırma özetlerini değerlendirerek yazıyorum. Her yazıdan sonra da birileri arayıp "- Sana kim yanlış bilgi verdi? Sen kimin menfaati için yazıyorsun? Sen kimin adamısın?" diyerek sorgu sual eyliyor.
Bu petrol işi çok "gıllı - gışlı" bir iş. Ajansların verdiği bilgiye göre, Bakü - Ceyhan boru hattının (maliyeti bir yana) yapılabilmesi için yılda akıtacak 50 milyon ton petrolün bulunması gerekiyor. Halbuki AIOC konsorsiyumu beklenenin aksine arama yaptığı 3 sahada petrol bulamamış. Şah Denizi aramalarında petrol yerine doğalgaz çıkmış. Azerbaycan'da arama yapacak diğer 12 konsorsiyum da henüz petrol çıkarmıyormuş. Bu durumda, Çeçenistan sorunu nedeniyle Karadeniz'e petrol akıtan Novorossisk hattının kapanmasına rağmen, alternatifi olan Süpsa hattı çıkan petrolü taşımaya yetiyormuş. Süpsa'dan şu anda taşınan petrol yılda 5 milyon ton. Bakü - Ceyhan'dan taşınması beklenen 50 milyon ton. AIOC konsorsiyumu yıllık üretim 50 - 60 milyon tonlara ulaşıncaya kadar, Süpsa hattını genişleterek kullanmanın daha verimli olacağını söylüyor.
Petrol boru hatlarını hükümetler döşemiyor. Krediyi hükümetler bulmuyor. Riskini, zararını hükümetler karşılamıyor.
Boru hattı gerekli ise, içinden geçecek kadar petrol ve bu petrolün alıcısı var ise boru hattı yapılıyor. Boru hattının yapımı için ödenecek paranın yükü petrol fiyatına bindiğinde, fiyat artmıyor ise boru hattı yapılıyor. Kredi bulunur ise boru hattı yapılıyor.
Şimdi bunların hiçbiri yok. Bakü - Ceyhan boru hattı için hükümetler imza atıyor. Sevinelim de... Boş yere sevinmiş olmuyor muyuz?
Dün ben bu yazıyı yazarken Hasan Cemal ile konuştum. Hasan Cemal farklı bir değerleme yapıyor. "Boru hattı kısa sürede olmasa da sonuçta olacak. Çünkü ABD böyle istiyor. Çünkü ABD'nin petrol politikası bunu gerektiriyor. Türkiye'nin de bunda siyasi çıkarı var" diyor.