Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Banka sisteminin düzgün işlemesi için kanuna ihtiyaç var. Bu kanun öyle bir kanun olmalı ki, banka sisteminin güçlenmesinin yolunu açsın. Çapaçul bankacılığı değil, ciddi ve güçlü bankacılığı teşvik etsin. Türk bankaları, dünya para ve sermaye piyasalarında rakipleriyle boy ölçüşecek güce erişsin.
Halkın bankalardaki paraları güvence altında olsun. Bankalar, Türk ekonomisinin güçlenmesi için yeterli kaynağı bulabilsin.
Geliniz görünüz ki, halen yürürlükte olan Bankalar Kanunu da, yeni Bankalar Kanunu değişiklik tasarısı da, bunlara hiç mi hiç önem vermiyor. Tek düşünülen bankalara nasıl el konulur. Banka batıranlar nasıl cezalandırılır...

Yürürlükteki Bankalar Kanunu’nu nerede ise sadece bankalara nasıl el konulacağını, Üst Kurul’un neyi nasıl yapacağını anlatan bir kanun. Bunlar yetmediğinden şimdi yeni tasarı ile BDDK’nın sorumluluk ve yetkilerini artıracak yeni maddeler getiriliyor.
Bankacılık uzmanı, iktisatçı Dr. Ali İhsan Karacan’ın Kadife Şahin ile yaptığı söyleşi Milliyet’te yayımlandı. Dr. Ali İhsan Karacan diyor ki, "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) mal müdürlüğü ve savcılık ofisine dönüştürüldü. Kurum gerçek misyonundan koptu. Bu bankacılık ve ekonomi açısından büyük bir risk."
Bankacıları hapse atarak, bankalara el koyarak sorunların çözülebileceği yanılgısına kapıldı. Camdaki sineği cama zarar vermeden öldürmek yerine taş atarak öldürmek istendi. Sinek ölmedi. Ama cam tuz buz oldu.
Batan kamu bankaları Dr. Vural Akışık’ın başına kaldı. Batan özel bankalar BDDK’nın başına kaldı. BDDK bu bankaları kurtaracak, yaşatacak, yönetecek, iştiraklerini işletecek... Türkiye’nin en büyük KİT’i durumuna geldi...
Ama bir yanda bunları yaparken, savcılık sorumluluğunu ihmal etmeyecek. Sorumluları bulacak. Dosyalarını düzecek. Mahkemeye verecek. Mallarını haczedecek. Batırdıkları paraları tahsil edecek... Kanundaki yetkiler yetmiyor ise Bankalar Kanunu’na yeni maddeler eklenecek.
Banka sistemi bu yoldan ıslah edilemez, güçlendirilemez. Yeniden yapılandırılamaz.
Bankalar kanunu müdahale ve el koyma kanunu olarak kabul edildikçe Türkiye’de banka sisteminin ayağa kalkması mümkün değildir.

Dr. Ali İhsan Karacan uyarıyor: Dünya Bankası ölçülerine göre bir ülkede bankacılık sisteminin yüzde 20’si riskli hale gelmiş ise o ülkede bankacılık sisteminde sorun var demektir.
• Mevduat Sigorta Fonu ile sistem sorunu çözülemez. Mevduat Sigorta Fonu, bankalara hücumu önlemek için bir emniyet supapıdır. Güç duruma düşen bir veya iki bankayı sırtlayabilir. On bankanın, yirmi bankanın altında ezilir.
• Merkez bankalarının ana sorumluluğu son kredi mercii olarak bankaların likidite sıkıntısını gidermek, likidite sıkıntısının krize dönüşmesine, sistemi çökertmesine mani olmaktır. Merkez Bankası, bankaların bankasıdır. Böyle bir Merkez Bankası’nın olmadığı ülkede bankacılık sistemi ayakta kalamaz.
Kamuoyuna yanlış bilgi pompalanıyor. Bankalar Kanunu’nda yapılacak değişiklik ile sistemin ayağa kalkacağı, güçleneceği havası veriliyor.