Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



İmar Bankası'ndan Hazine bonosu veya devlet tahvili satın aldıktan sonra, bono veya tahvillerini bankada emanete bırakanların durumları belirsiz. BDDK tarafından yapılan açıklamalarda bu bono ve tahvillerin banka kasalarında görünmemesi halinde bono ve tahvil sahiplerinin ancak iflas masasına başvurabilecekleri ve masada para kalır ise bir şeyler alabilecekleri belirtildi.
Bu gelişmeler ve tartışmalar bankalardaki müşteri emaneti tahvil ve bonoların "ne ölçüde güvencede olduğu" konusunu gündeme getirdi.
Çok sayıda yerli ve yabancı yatırımcı Hazine bonosu ve devlet tahviline para bağlamış durumda. Ve de bunların bono ve tahvilleri bankalarda.
Umarız İmar Bankası'ndakine benzer olaya bundan sonra rastlanmaz. Ama ya rastlanır ise?
Eskiden Hazinemiz bono ve tahvil çıkarırken bunları matbaada bastırır, üzerine numara koyardı. Tahvili, bonoyu satın alana numaralı borç senetleri verilirdi. İsteyen bunları evinde saklar, isteyen makbuz mukabili ve makbuzda da numaralar belirtilerek bir bankaya saklamaya verirdi.

Şimdilerde Hazine haftada bir defa, iki defa, üç defa bono satıyor. Ne kadar satacağı belli değil. Bu nedenle satışlar artık sanal ortamda gerçekleşiyor. Bilgisayar ortamında "aldım sattım" oluyor... Bonoları genelde bankalar alıyor, satıyor. Onlar için sorun yok. Gerçek kişiler, şirketler de bankalar aracılığıyla alım satım yapıyor. Bankalar bu satışlarda müşteriye bir makbuz veriyor. Bu makbuzda bononun, tahvilin vadesi, faizi ve miktarı belirtiliyor. Ama numara yok. Bankaların müşteriye sattıkları bono ve tahvillerin karşılığını, sanal ortamda (bilgisayar ekranında) Merkez Bankası'na veya Takasbank'a devrettikleri ve bu makbuz karşılığı değerlerin bu iki kamu kuruluşunda müşteri adına değil de toplu olarak güvencede olduğu varsayılıyor.
İmar Bankası olayında görüldü ki, "varsayım" başka, "gerçek" başka... Evet İmar Bankası'nın yaptığı yanlış ama, acaba sistem doğru mu? Bu sistemin doğurduğu risklerde Hazine'nin hiç mi sorumluluğu yok? Hazine müşteriye diyemez ki, "Makbuz yerine basılı bono veya tahvili alsa idiniz." Veya diyemez ki, "Bankanın tahvilleri ne yaptığını denetlese idiniz..." Veya diyemez ki, "İmar Bankası yerine başka bankadan alsa idiniz..."
Hazine madem ki İmar Bankası'na bono sattırıyor, o bankadan bono alanın güvencesini de düşünmek zorundadır.
Hazine bono ve tahvilleri satıp bitirmedi. Daha satacak. Bankalarda müşteri emaneti olarak 59.5 katrilyon liralık bono var. Bunun 37.5 trilyon liralık bölümü Ayşe Hanım Teyzem, Ali Rıza Bey Amcam gibi gerçek kişilerin, 13.8 katrilyon liralık bölümü şirketlerin, 2.3 katrilyon liralık bölümü sigortaların bonoları. Yurtdışındaki yatırımcının 5.4 katrilyon liralık bonosu da bankaların emanetinde. Açık anlatımıyla sorumluluğun boyutu büyük. Bu nedenle Hazine'nin kısa sürede sorumluluğun sınırlarını açıklığa kavuşturması, emanetteki bonoların güvencesinin nasıl sağlanacağını ortaya koyması zorunluluğu var.

I) Vadeye kadar tutulacaklar46.7
II) Alım satıma hazırlar43.5
III) Müşterilerin emaneti kağıtlar59.5
(1) Yurtiçi yerleşiklerin bonoları54.1
(a) Gerçek kişiler37.5
(b) Tüzel kişiler13.8
(c) Sigorta şirketleri2.3
(2) Yurtdışı müşterilerin bonoları5.4
(a) Bankalar3.1
(b) Diğerleri2.3