Bugünkü sanayi ile, bugünkü aydınlatma ile yılda brüt 120 milyar kilowatsaat (kwh) elektrik kullanıyoruz.
Bunun yüzde 20'si Fırat üzerindeki üç barajdan Keban, Karakaya ve Atatürk Barajı'ndan geliyor.
Bu barajları zorlaya zorlaya / göre göre kuruttuk...
Baraj kurutmak "Allah'ın işi değil", kulun hatasıdır. Çünkü bugün meteorolojiye dayalı istatistik verilerle hangi yıl hangi baraja ne kadar su geleceği çok iyi hesaplanabilmektedir.
Fırat'ın böyle dönemsel bir kuraklıktan etkileneceği daha önceden biliniyordu. Fırat bu yıl kurumadı. Su azalması 1998 yılında başladı. 1997 yılında Fırat'a çok iyi su geldi. 1998 yılında su azalmaya başladı. 1999 yılında iyice azaldı. Buna rağmen "günü geçirme arayışındaki politikacılar", Fırat sularını 1997 yılındaki bol su ölçüsünde kullanmayı sürdürdü.
Fırat'ın suyu azalırken, su aynı miktarda kullanılınca, barajların su seviyesi çok çok çok aşağılara indi.
Barajın su seviyesi çok çok çok aşağı inince şunlar oluyor:
(1) Aynı miktar elektrik üretimi için daha çok su kullanılıyor. Böylece tükenen su hızla israf oluyor.
(2) Su gücünün azalmasıyla elektrik üreten makinelerin titreme titreşimi artıyor. Makineler yıpranıyor. Kullanım dışı kalma tehlikesi doğuyor.
(3) Baraj çevrelerine sulama için su verilemiyor. Fırat'a suyun gelmesi, barajlara su akması karların erimesine bağlı. Bu da 2001 Mart sonu, Nisan ayı başında olur. Fırat'a su gelince barajlar hemen dolmaz. Hemen elektrik üretemez. Çünkü suyun belli bir yüksekliğe ulaşması gerekir. Bir emniyet stokunun olması gerekir.
Sorumlu bakan üç barajın 3 ay içinde devreden çıkabileceğini, doğacak enerji açığının rüzgar santralları ile gezer ve yüzer santrallarla karşılanacağını söylüyor.
(1) Rüzgar santralları iyi şeylerdir, güzel şeylerdir de rüzgara bağlı olduğundan düzenli ve de yeterli enerji sağlayamaz. Toplam enerji ihtiyacımızın yüzde birini rüzgara bağlasak bile sorunu çözmez.
(2) Yüzer santrallar (bir gemi üzerine bindirilmiş jeneratörler) marketlerde satılmaz. Yapımı zaman alır. Pahalıdır. Gücü azdır. Açığı kapayacak ölçüde güce sahip değildir.
(3) Gezer santrallar (taşınabilir jeneratörler) büyük ölçüde üretim yapamaz.
Yüzer - gezer santrallar için kesenin ağzı açılsa bile 9 - 18 ayda bu kanaldan sağlanabilecek ek enerji 5 milyon kwh.'ı geçmez. Komşulardan daha fazla elektrik ithaline imkan kalmadı. Çünkü onların üretim fazlası yok. Nakil hatları doldu. Tek boş nakil hattı Ermenistan ile Türkiye arasında. Buradan 2 - 3 milyar kwh. elektrik getirilebilir ama, politik engel var.
Biz ucu ucuna enerji politikası güdüyoruz. Günlük ihtiyacımızı zorlayarak buluyoruz. Halbuki enerjide esas "güvenirlik"tir. Güvenirlik için "yedek enerji gücü"ne ihtiyaç vardır. Bu talebin yüzde 20'si ölçüsünde bir ek güç demektir. Biz madem ki yılda brüt 120 milyar kwh. enerji ile idare ediyoruz, 20 milyar kwh. yedeğe ihtiyacımız var. Halbuki bugün gelinen nokta 5 - 10 milyar kwh. açıktır.
Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 20'sini Doğu'daki 3 baraj, yüzde 20'sini de Batı'daki 3 doğalgaz santralı (Hamitabat, Ambarlı, Bursa) karşılar. Barajların kurumasından sonra bu üç santraldan birinin arızalanması ülkeyi karanlığa boğar. Enerji uzmanı Behçet Yücel'in hesabına göre normal iş günlerinde şimdilerde 370 - 380 milyon kwh. elektrik kullanıyoruz. Bunun 250 milyon kwh.'ı termik (doğalgaz, mazot, kömür) santrallarından geliyor. 10 milyon kwh.'ı dışarıdan alıyoruz. 110 milyon kwh.'ı hidrolik santrallardan (barajlardan) almaya mecburuz.
Ekim ayından itibaren günlük elektrik tüketimi 380 - 400 milyon kwh.'a çıkacak. Termik santrallardan ve dışarıdan daha fazla elektrik elde etmeye imkan yok. Barajlarda su yok.
Karanlık kapıyı çalıyor. Politikacılar çare yerine laf üretiyor. Bazıları "bu barajları ben yaptım" diye övünüyor. Bazıları "bu ihaleleri ben yaptım" diye övünüyor. Ama ortalıkta elektrik yok. Sayın okuyucularım, bu işin şakası yok... Keban, Karakaya ve Atatürk Barajı devreden çıkarsa Türkiye'nin elektrik sistemi çöker. Mesai saatini kısmakla, öne almakla sorun çözülemez. Fabrikalar durur. Hayat durur.
Bugünün en önemli sorunu budur. Ankara farkında değil.
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr