BDDK (Bankacılık Düzenlene ve Denetleme Kurumu) Başkanı Tevfik Bilgin, davet üzerine, Mersin Üniversitesi’nde, ”Finansal kriz, bankacılık sektörü ve BDDK” konusunda öğrencilere bilgi verirken, öğrenciler yumurta ve ayakkabı fırlatmış.
Öğrenciler BDDK’nın ne işe yaradığını, BDDK Başkanı olarak Tevfik Bilgin’in neler yaptığını bilseler, yumurta atmaz, ayakkabı fırlatmaz, alkış tutarlardı.
Neden alkış tutarlardı? Anlatayım.
2000’li yılların öncesi bankalar iyi denetlenmediği için 2001 krizinde bankalar battı. Batan bankaların faturasını ödemek, kamu bankalarının boşalan kasalarını doldurarak onları ayağa kaldırmak için devlet banka sistemine 40 milyar dolara yakın kaynak aktardı.
Devlet bu parayı borçlanarak buldu. Bankalar yüzünden devletin iç borç stoku arttı. Türk halkı bu faturayı on yıldır öde öde bitiremedi. Bizim vergilerimiz hizmete dönüşemiyor. Üniversitelerin ihtiyacını karşılamaya, öğrencilerin yemek parasını ödemeye, gençlere iş bulmaya kullanılacak paralar faize gidiyor.
2001’de ders alındı
2010 yılında devlet 200 milyar TL vergi toplayacak. Bunun 60 milyar TL’ye yakın kısmı eski (büyük kısmı 2001 banka krizinden kaynaklanan) borçların faizine gidecek.
2008-2009 yıllarında dünyayı sarsan krizde birçok ülkenin bankası battı. Başta ABD ve Avrupa’nın büyük ülkeleri olmak üzere birçok ülke batan bankaların faturasını ödemek, batmayanları ayağa kaldırmak için büyük ölçüde para akıttı. Bu paraları borçlanarak buldu.
Bizde ise bu son kriz her kesimi sarsarken sadece bankacılık kesimi ayakta kaldı. Neden? Çünkü 2001 krizinden ders alınarak kurulan BDDK iyi çalıştı. Bankaların riske girmesini önleyecek tedbirler aldı.
BDDK sayesinde batan bankaların faturasını ödenek batmayanları ayağa kaldırmak için devlet büyük paralar ödenmek ve de bu paraları bulmak için iç borcu artırmak zorunda kalmadı.
Bu olsaydı, iç borç stoku büyür, vergi gelirlerinin daha büyük kısmı faize gider, devlet üniversitelere daha az para ayırabilir, öğrencilerin bursları daha da kısılırdı.
Öğrenciye yakışır protesto
Öğrenciler, “Bizler krizden etkilenen öğrencileriz. Bizler okuyamayan, her gün yürüyerek okula gitmek zorunda kalanlarız. Bizler makarnaya muhtaç olanlarız. Burada birçok öğrencinin cebinde belki otobüs parası bile olmayabilir” demişler.
Öğrenciler yakınmakta haklıdır. Öğrenciler yanlış olduğuna inandıkları politikaları protesto etmek hakkına sahiptir. Ancak
(1) Beğenmedikleri tablonun nedenlerini, sorumlularını iyi bilmeleri beklenir. (2) Protestolarını, tepkilerini üniversite öğrencisine yakışır biçimde sergilemeleri gerekir. Yumurta atmak, ayakkabı fırlatmak basit ve yanlış tepki şekilleridir.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde öğrencilerinin eleştirdikleri sorunların hangi yanlış politikaların sonucu olduğunu, sorumlularının kimler olduğunu öğretim üyeleri onlara anlatamamışsa, öğretim üyeleri görevlerini yerine getirememiştir. Öğretim üyeleri anlatmış da öğrenciler anlayamamışsa onlar yanlış yapmaktadır.