Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

WASHINGTON

Türkiye’de her gün Obama’sız yapamıyoruz ya... Amerika’da durum daha da ciddi...
Her lafın sonu Obama’ya bağlanıyor. Neredeyse bir bardak su istediğinizde soracaklar: “Obama’lı mı olsun, Obama’sız mı?”
Geliniz de Gaziantepli Besim Hoca’nın (Prof. Dr. Besim Üstünel’in) fıstık hikâyesini hatırlamayınız. Adam Gaziantep’e gitmiş. Kiminle konuşsa lafın sonu antepfıstığına bağlanıyor. Ne yer ise fıstıklı... Adamın içi dışı fıstık olmuş. Bir bardak su istemeye kalkmış. Yarı ciddi yarı şaka, ”Fıstıklı mı olsun, fıstıksız mı?” diye sormazlar mı? Dayanamamış. “Hiç olmazsa şu suya fıstığı karıştırmayın“ diyerek doya doya suyu içmiş ki, suyu ikram eden lafını yapıştırmış: ”Nasıl ama... Fıstık gibi suydu, değil mi?”
İşte o biçim... Obama’nın durumu belki ekonomide pek iyi değil ama, politikada fıstık gibi!..

Obama’nın şansı açık
Kongre’de beklenmedik bir şekilde “süper çoğunluğu” ele geçirdi. Bilindiği gibi, Kongre’nin Temsilciler Meclisi kanadında Demokratlar zaten çoğunluktaydı. Fakat Senato’dan kanun geçirebilmek için 60 oyluk süper çoğunluk gerekiyor. Hiç beklenmedik bir şekilde Pennsylvania’nın Cumhuriyetçi Senatörü Arlen Spector partisinden ayrılarak Demokratlara katıldı. Bu parti değişiminin ardında Cumhuriyetçilerin giderek sağa kaymaları karşısında Senatör Spector’un göreceli olarak solda kalması ve gelecek seçimlerde adaylık şansını yitirmeye başlaması var.
4 Kasım 2008 seçimlerinde Minnesota’dan Senato’ya seçilen Al Franken’in oylarına Cumhuriyetçi Senatör adayı Norm Coleman itiraz etmişti. Mahkeme oyları tekrar tekrar saydı. Mahkeme kararı henuz kesinleşmedi ama Al Franken de Demokrat olarak senatoda yer alınca Obama’nın Senato’daki oyları 60’a yükseliyor. Böylece Obama’nın hem Kongre’den hem Senato’dan istediği kanunu kolaylıkla geçirme şansı doğuyor. (İşte size fıstık gibi bir gelişme!) 

Her konuya maydanoz
Obama‘nın bir de her konuya “maydanoz” durumu var. Bu davranışları şimdilik sempatiyle izleniyor ama, Obama’nın “maydanoz” durumu giderek ciddiyet kazanıyor. Biz genelde Obama’nın sadece Türkiye ile ilgili politikalarını, 24 Nisan’a “maydanoz” olarak yaptığı soykırım konuşması gibi konuşmalarını ve ekonomide yaptıklarını izliyoruz ama, Obama her gün Amerikan halkına (bir “baba gibi”) neleri yapması, neleri yapmaması konusunda tavsiyelerde bulunuyor, talimatlar veriyor.
The New York Times gazetesinde Peter Baker, Obama’nın bu “maydanoz” durumunu, ”Obama büyük küçük her konuya burnunu sokmaya başladı” diyerek şakacı bir üslupla eleştirdi.
Obama bankaları, finans kuruluşlarını, sigorta şirketlerini yola sokmayı tamamlamış gibi, geçen hafta da otomotiv sektörünü şekillendirmeye başladı. “- Otomobil satın alacaksanız umarım Amerikan malı olur. - Amerikan malı olacaksa, umarım Chrysler olur. - Chrysler olacaksa, korkmayın, arkasında hükümet garantisi var.“
Obama, enerji krizi karşısında ev kadınlarına dereceyi düşürmelerini, otomobil kullananlara lastiklerinin havalarını indirmeyi tavsiye ediyor. Halka, bankalara güvenmelerini, paralarını yastık altından çıkararak bankalara yatırmalarını söylüyor. Konut kredisi alacaklara internetten kredi koşullarını izleyin diyor. Domuz gribinden korunmanın ön şartının elleri yıkamak olduğunu açıklıyor.
Ve de en önemlisi, Amerikalının hayatında bir değişiklik olmuyor ama Obama şimdilik bütün bu yaptıklarıyla genelde sempati çizgisini sürdürüyor.