Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


MASAL gibi ama gerçek... Çok değil otuz beş yıl öncenin Türkiyesinde "mebuslar" ve hatta "Resicumhur" da fakirdi... O kadar fakirdi ki gerçek anlamıyla "meteliğe kurşun" atardı.
Reisicumhur, hapishaneye düştüğünde, kendisine zarf içinde ulaşan yardım paralarıyla arkadaşlarının ilaç faturalarını ödüyordu...
Reisicumhur yardım heyetinin getirdiği gömlek, ayakkabı, sabun ve kolonyanın dağıtımında kura ile kendisine çıkan ayakkabıyı giyiyor, kendisine ayrılan gömleğe seviniyordu.
Masal gibi ama gerçek... Celal Bayar'ın Kayseri Hapishanesi'nde tuttuğu günlükten okuyalım...
12 Ocak 1964
Medeni Berk odama geldi. İzmir'den bir heyetin beni ziyaret etmek istediklerini söyledi. Heyeti Enver Dündar Başar, Necdet Davran ile Şükrü Akkan teşkil ediyordu. Enver Bey, "Çam sakızı çoban armağanı kabilinden ufak bir hediyemiz var, kabulünü rica ederim" dedikden sonra bana bir zarf uzattı. Buradaki arkadaşlarımıza da gömlek, ayakkabı, sabun, kolonya gibi bazı şeyler getirdiklerini anlattı. Tabii bu alakadan duygulandım. Medeni Bey'i davet ettim. Zarfı olduğu gibi kendisine verdim. İçindeki paranın arkadaşlarımın umumi ihtiyaçlarına ve tedavi masraflarına karşılık olarak harcanmasını rica ettim. Gelen ayakkabılar arkadaşlarımızın sayısından eksikti. Bunun için kura çekildi. Bana da bir ayakkabı çıktı. Diğer hediyeler sayımıza uygun olduğu için doğrudan doğruya taksim edildi. Bana da bir gömlek ayrıldı.
1964 yılındaki bu hatıradan başa geçelim ve de iki yıl önceki notlara bakalım...
21 Nisan 1962
Hanım, Zarife Hanım, Emine, Akile geldiler... (Hanım) mahkeme yoluyla eski İş Bankası hisse senetlerinin satılarak avukatlara ve diğerlerine borçlarımızın ödendiğini anlattı.
Aynı gün fabrikatör Hacı Ömer Ağa da ziyaretime geldi... Ailemden başka kimse ile görüştürmüyorlardı. Hapishane Müdürü, Ömer Ağa'ya müsaade etmiş... Aramızda kısa bir görüşme oldu. Veda ettikten sonra şeker kutusu üzerine bir zarf bıraktı ve süratle ayrıldı. İçinden 2.500 lira çıktı. O anda bir şey yapamazdım. Kayserili mebus arkadaşlara sordum: "Bunun manası nedir?" Anadolu'da hapislere para bırakmanın öteden beri adet olduğunu söylediler. Zindanımızın sıhhat teşkilatı vardır... Ben de 2.500 lirayı olduğu gibi bu işi idare eden heyete verdim.
Aynı gün Doktor Behçet Uz, refikasının İzmir'den bana iki zarf getirdiğini söyledi ve zarfları teslim etti... Zarfları bizim Eczacıbaşı Ferit Bey gönderiyordu. Her iki zarftan biner lira çıktı.
16 Haziran 1962
Eczacıbaşı Ferit Bey, muhtaç hapislere dağıtılmak üzere 2 bin lira göndermiş. Yine hanımdan gelen mektupta "Eski tanıdıklarımızdan bir zat, bildik biri vasıtasıyla 10 bin lira gönderdi. Bu da muhtaç arkadaşlarımız içindir. Ne yapayım?" diye soruyor.
23 Haziran 1962
Bugün Hayrettin Erkmen ve Osman Kavuncu'ya 4 adet beş yüz liralık banknot verdim. İki bin lira eder. Ellerindeki listeye göre muhtaç arkadaşlara taksim edecekler. Para benim değildir. Bu maksat için gönderilmiş emanettir.
21 Eylül 1962
Kızım Nilüfer, torunum Emine ile bizi ziyaret için Kayseri'ye gelmişlerdi. Emine'nin ve Akile'nin mektep durumlarını anlattılar. High School'a kabul imtihanını vermeye muvaffak olmuşlar. Fakat damadım Doktor Ahmet Bey'in tahliyesinden önce Beyoğlu'ndaki bu mektebe devamları çaresini - uzun görüşmemize rağmen - henüz bulamadık. Zorbaların zoru, çocuklarımızın istikbaline de tesir etti.
Bayar, 27 Mayıs 1960'ta tutuklanıp Yassıada'ya gönderildiğinde 77 yaşında idi. 16 Eylül 1961'de Kayseri Cezaevi'ne naklolundu. 28 Mart 1963'ten itibaren Ankara Hastanesi'nde geçen 6 aylık süre hariç 8 Kasım 1964 tarihine kadar Kayseri Cezaevi'nde kaldı. Çıktığında 81 yaşında idi.
Yücel Demirel'in yazısından öğrendiğimize göre Yassıada yargılamaları boyunca ve daha sonra Kayseri Cezaevi'nde ajandalara eski harflerle günlük tutmuştu. Celal Bayar'ın Kayseri Cezaevi'nde tuttuğu 1 Ocak 1962 günü başlayıp 28 Ekim 1964 günü sona eren günlükler Yapı Kredi Yayınları tarafından "Kayseri Cezaevi Günlüğü" adıyla yayımlandı. Nefis bir baskı ile satışa sunulan kitabı Yücel Demirel yayına hazırlamış.
Celal Bayar'ın "Kayseri Cezaevi Günlüğü"nü "ibret - i alem" için okuyunuz. Başkalarına da okutunuz.