Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Depremde 200 bin ailenin evinin ciddi hasar gördüğü, 200 bin evin 70 bininin tamamen çöktüğü söyleniyor... Söyleniyor!.. Evet bugün depremin 25'inci günü, söylentiye göre yorum yapıyoruz. 25 günde kamu kuruluşları ve mahalli idareler gerçek bir tesbit yapamadı. Rakamlar alt alta konularak açıklanmadı.
Hasar gören her evde, çöken her evde Türk insanının birikimi (tasarrufu) yok oldu.
Binalar birikimlerle yapılmıştı. İçlerindeki eşyalar birikimlerle satın alınmıştı. Evlerin içinde altın, nakit, döviz, mücevher olarak saklanan birikimler vardı.
Hasar gören, çöken evlerde bina gitti, eşya gitti... Hasar gören evlerdeki altın, nakit ve döviz birikimlerinin bir bölümünü kurtarmak mümkün olabildi. Ama çöken evlerdeki nakit, altın ve dövizin, tamamı enkaza karıştı. Betona, kuma karıştı.
Betona, kuma karışan altın, döviz ve nakit miktarının en az 1.1 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.
Tasarruf (birikim) gelirin tüketilmeyen kısmıdır. İnsanlar değişik nedenlerle elde ettikleri gelirin tamamını tüketmez. Daha büyük bir harcama yapmak için, ev almak, otomobil almak için tüketimlerini kısar, tasarruf eder. Ülkede sosyal güvenlik sistemi yeterli olmadığından, insanlar hastalığı, işsizliği, emekliliği düşünerek tüketimlerini kısar, tasarruf eder.
Yarın ne olacak, Hastalanırsam ne olur, Ölürsem karım ve çocuklarım ne yapar, İhtiyarlarsam bana kim bakar, endişesi bizim gibi geri kalmış ülkelerde insanların gelirlerinin daha büyük kısmını tüketmeyip, biriktirmelerine neden olur. Bu nedenle bizim insanımız hayatta iken gelirinin tamamını harcayamaz. Hayatın zevkini tam olarak çıkaramaz. Biriktirir biriktirir. Ev alır. Eşya alır. Altın alır. Döviz alır, sonra da ölür gider.
Batı ülkelerinde "yarın endişesi" olmadığından o ülkelerde bizlere benzer alt gelir grubunda yaşayanlar bizim ölçümüzde gayrimenkule, altına, dövize, mücevherata para bağlamaz. Nakit tutmaz.
Deprem bu bakımdan sadece can almadı... Hayatta kalanların içini yaktı.
Düzce, Adapazarı ve İzmit bölgesi Almanya'ya en fazla işçi gönderen bölge. "Almancılar" birikimlerini büyük ölçüde gayrimenkule, bağlamıştı. Bir bölümünü de evlerinde nakit, altın ve döviz olarak saklıyordu.
Yalova ve Gölcük bölgesi genelde emekliliği gelmiş veya yaklaşmış olanların yaşadığı bölge idi. Buradaki evler hayat boyu birikimin ürünüydü. Buralarda devamlı yaşayanlar veya yazlığa gelenler nakit, altın, döviz varlıklarını yastıklarının altında saklıyordu.
Yıkılan evleri görüyoruz, sayabiliyoruz. Evlerin içinde yok olan eşyayı, buzdolabını, TV'yi, halıyı tahmin edebiliyoruz. Ama bu evlerin enkazı altında kalan, kuma betona karışan altını, dövizi nakiti tahmin etmek zor.
Türkiye gerçeğini gözardı edip, "insanlar da evinde nakit, altın, döviz saklamasa idi" diyerek bu iş geçiştirilemez. Türk insanı bu depremdeki kayıplara rağmen evinde nakit, döviz ve altın tutmaya devam edecektir.
Fakat bu depremden bir ders çıkarmak gerekir. Sayın okuyucularım, eviniz için bir küçük kasa alınız. Evinizdeki nakit birikiminizi, altınınızı, dövizinizi, mücevherinizi kasada saklayınız. Yangında, depremde birikiminiz yok olmaz. Hırsıza karşı tedbirli olursunuz. Unutmayınız sigorta bile, "Kasanız var mı idi?" diye sorar. Kasada muhafaza edilmeyen nakiti, altını, mücevheri sigorta şirketleri güvence altına almaz. Hasarı ödemez.