Deli dana hastalığı unutuldu. Şimdi Avrupa’da "şap" paniği var. Şap nedir? Bizim için de tehlike var mı? Biz neden Avrupalılar kadar telaşlanmıyoruz?
Sayın okuyucularımı aydınlatacağım.
1- Şap, virüsün sebep olduğu bir tür hayvan hastalığıdır. Sadece sığır, manda, koyun, keçi, deve, domuz gibi çift tırnaklı hayvanlarda etkili olur. Kuş, tavuk, kedi, köpek gibi tek tırnaklı hayvanlar ile insanlarda bu virüs etkili olmaz.
2- Şap virüsü hayvanın ayağında ve ağız bölgesinde yaralar oluşmasına yol açar. Bu yaralar ve hastalık nöbeti 7 - 8 gün sürer. Hastalık döneminde hayvan hiçbir şey yiyemez, içemez. Bu nedenle et varlığı yüzde 40 eksilir. Sütü tamamen kesilir. Hastalık nöbeti 7 - 8 günde kendiliğinden geçer. Bir yıl süre ile hayvan bağışıklık kazanır. Virüs etkili olur ise bir yıl sonra gene aynı hastalık belirtileri ortaya çıkar.
3- Sadece 6 aylıktan küçük hayvanlarda ölümcül etkisi vardır. Daha yaşlı hayvanlarda ölüm etkisi yüzde 1’in altındadır.
4- Şap hastalığına neden olan virüs çok kolay yayılan bir virüstür. Hayvanların birbiriyle teması, hastalıklı bölgeye gidenler, hatta kuşlar ve rüzgar virüsü taşır, yayar.
5- Hastalanan hayvanın tedavisi mümkün değildir. Fakat hayvanlar hastalanmadan aşılanır ise, şap hastalığına yakalanmaz. Hastalığa bağışıklık kazanır.
6- Şap hastalığına yakalanmış hayvanın etini yemek, sütünü içmek insanda hiçbir sağlık sorunu yaratmaz. Çünkü şap virüsü insanı etkilemez.
7- Şap hastalığı, sağlık sorunu açısından değil, ekonomik sorun açısından ülkelerde tehlike ve panik yaratır. Çünkü bu hastalık hayvan varlığını yok eder.
Türkiye "şap" hastalığı konusunda dünyanın en tecrübeli ve hazırlıklı ülkesi sayılır. Bu topraklarda tarih öncesinden beri hayvanları etkileyen bir hastalıktır.
1962 - 1967 yılları arasında Birleşmiş Milletler’in FOA teşkilatının yardımı ile Ankara’da Şap Enstitüsü kuruldu. Bu enstitü şap aşısı üretiyor, araştırma yapıyor.
Enstitüde üretilen şap aşısı Tarım Bakanlığı il ve ilçe müdürlükleri vasıtasıyla üreticinin ayağına götürülüyor. Şap hastalığına hassas bölgelerde her çift tırnaklı hayvan yılda iki defa şap aşısı ile korumaya alınıyor. Bir aşı için besici yaklaşık 300 bin lira ödeme yapıyor.
Anadolu’da bir yerde şap hastalığı görüldüğünde Hayvan Sağlığı Zabıta Kanunu’na göre bölge 14 gün karantinaya alınır. Kapatılır. Hastalık bölgesinin 10 kilometrelik çevresinde aşı uygulanarak, 7 - 8 günlük mücadele ile söndürülür.
Trakya, Avrupa’nın tampon bölgesidir. 1988 yılından bu yana Trakya’da Tarım Bakanlığı özel bir uygulama içinde şap virüsünün bölgeye atlamasını önlemektedir.
Avrupa üreticisi şap nedir bugüne kadar görmemiş. Duymamış. Kırk yıldır hayvanları şap mikrobunu tanımamış. Hayvanlar virüse karşı bağışıklık sahibi değil.
Bu konuda deneyimli Türk veteriner hekimleri ise, bu işin uzmanı olmuş. Türk hayvan yetiştiricisi şap nedir biliyor. Türk hayvanlarının babaları, dedeleri, anaları, nineleri şaplanmış. Aşılanmış... Damarlarındaki "asil kanöda bağışıklık oluşmuş. Tarım Bakanlığı mücadele teşkilatı deneyimli. Bunun için Türkiye’de şap vakası görüldüğünde bölgesel mücadele ile sorun çözülüyor. Tüm hayvan varlığı telef olmuyor.
Eeeee... Biraz da "tevekkül" denilen şey var. "Abicim bize mikrop falan işlemez!.." İşte bu ahval ve şerait altında Avrupa’da yer yerinden oynuyor. Bizde durum sakin...