Havaalanı şehir merkezine 24 km uzaklıkta. Yol boyu şoförle sohbet ettik. Geçen hafta taksi ücretlerine zam gelmiş. Şehir için taksimetre ücreti yüzde 20 artırılmış. Akşam üzeri trafiğin yoğun olduğu saatlerde taksimetre ne yazarsa yazsın, 1 dolar ek "yoğun trafik" zammı diye bir ücret alınıyormuş.Taksi şoförü "Her şeyin fiyatı artıyor. Petrol fiyatı artıyor. Süt, et, ayakkabı, elbise fiyatı, kira artıyor. Sonra devletin fiyat artış oranları açıklanıyor. Bakıyorsunuz yıllık fiyat artışı yüzde 4 bile değil... Ben açıklanan fiyat artış oranına mı bakarım, yoksa cebimden çıkan paraya mı?" diyor. Baktım, Amerikadaki şoför de, bizim tüketicimiz gibi, devletin açıkladığı endekslere yansıyan fiyat artış oranına inanmıyor. "İşler nasıl?" diye sordum. Verdiği rakamlara inanamadım. New Yorkta da taksi plakası sınırlaması var. New Yorkun taksi izni, taksinin ön kaputuna perçinlenen bir "madalyon". Bu madalyonun resmi fiyatı 500 dolar. Ama piyasa fiyatı, taksi zammından sonra 320 bin dolara çıkmış.New Yorktaki taksiler belediyedeki bir komisyonun denetiminde. Her taksi komisyona yılda 500 dolar madalyon parası, belediyeye de bin dolar bandrol ödüyor. Taksi sahibi ile şoförü her yıl gelir vergisi beyannamesi doldurup geliriyle ölçülü olarak vergi ödüyor. Taksi olarak kullanılabilecek otomobillerin fiyatı 25 bin dolarmış. Komisyon 5 yılda bir otomobilin yenilenmesini şart koşuyormuş. Her otomobilin ayda 360 dolar, kullananın 150 dolar sigorta ücreti varmış.Taksi şoförü diyor ki: "Müşteri taksinin madalyon numarasını vererek şikayetini komisyona yapar. Komisyon ceza keser. Cezaya itiraz yok. Suç büyük ise komisyon 500 dolar verir, madalyona el koyar, 320 bin dolarlık madalyon elde gider. Madalyonu elinden alınan kişi taksi işletemez."Şoföre sordum: "Taksi işletmek bayağı pahalı ve zor iş imiş... Acaba geliri nasıl?" Anlattı. "İki kişi ciddi çalışır ise bir taksi ayda 7500 dolar para bırakır. Bu da New Yorkta iyi paradır. Çünkü başka iş yok. Ben Amerikaya geldim geleli yirmi yıl oldu. Ziraat mühendisiyim. Memlekette iş yoktu. Buraya geldim. Burada da iş bulamadım. Taksi şoförü olarak kaldım... "Hangi memlekettensiniz?" diye merakla sordum... "Türkiyedenim" dedi... "Erzincan diye bir şehir var... Ailem orada... İstanbulda okudum. İş bulamadım. Bir akrabamın aracılığıyla New Yorka geldim. Şimdi Amerikan vatandaşıyım..." O kadar konuştuk... Taksi şoförünün Türk olacağı aklımın ucuna gelmemişti... O noktadan sonra memleket muhabbeti başladı. Taksiden inerken klasik, "Nolacak bizim memleketin hali" diyerek birbirimizin boynuna sarıldık. Vedalaştık. guras@milliyet.com.tr New Yorkta havaalanından taksiye binerken üniformalı kahya nereye gideceğinizi sorar. Sonra taksi tarifesini uzatır. Kaç para ödeyeceğinizi söyler. Havaalanından şehir merkezine tek bir ücret tarifesi vardır. O da 35 dolar idi. Bu defa kahya, "45 dolar ödeyeceksiniz" dedi.