Milli Otomobil Projesi’ tartışmaları sürerken Melih Aşık, Milliyet’teki köşesinde onbeş yıl öncenin ‘Milli İnek Projesi’ni hatırlattı.
5. Ecevit Hükümeti’nde MHP kontenjanından Tarım ve Köyişleri Bakanlığı sorumluluğunu üstlenen Hüsnü Yusuf Gökalp’in (1946 - Gürün) hazırladığı ‘Milli İnek Projesi’ ile ilgili ilk haber 21 Şubat 2000 tarihinde Milliyet Ekonomi’de yayınlanmıştı:
Bakanlar Kurulu’nda kabul edilerek Başbakan Bülent Ecevit imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan tasarıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’na, köylere damızlık hayvan verme ve damızlığa elverişli olmayan hayvanları da kısırlaştırma yetkisi veriliyordu.
Tasarı ‘Milli İnek Projesi’ olarak küçümsendi. Kamuoyunda ‘ciddiye alınmadı.’ Önemi anlaşılamadı.
‘Türk tipi’ neden olmasın?
Tarım ve Köyişleri Bakanı, 4 Mart 2000 tarihinde Aksiyon dergisinde yayınlanan açıklamalarında şunları söylüyordu:
“Hollanda tipi inek olur da Türk tipi inek neden olmasın? Genetik ve biyo-teknoloji diye hızla gelişen bilim dalları var. Bizi ti’ye alanlar genetik bilimi okumuş olsalardı, dalga geçmek yerine destek olurlardı. Bu topraklar hem çok verimli, hem de çok çeşitli iklim şartlarımız var. Türkiye’de 267 çeşit meyve yetişiyor. Ama bu ülke hâlâ meyve tohumlarını yurtdışından ithal ediyor. Artık şapkamızı önümüze koyarak düşünmemiz gerekiyor. 1948 yılında kurulan İsrail bütün dünyaya hayvan ihraç ediyor, tohum satıyor. Bundan biz de nasibimizi alıyoruz. Bu ülkeyi tebrik ediyorum ama bu olay benim kanıma dokunuyor.”
‘Milli İnek’ rafta kaldı
Türkiye’nin kendi yapısı içinde yetişen birçok ırkın bulunduğunu hatırlatan bakan diyordu ki:
“Türkiye’nin belli bir coğrafik yapısı var. Bu ülkeye has merası, yaylası, bitki örtüsü var, iklimi var. Bu toprakların kendine özgü parazitleri var. Bu şartlara uymuş doğal ırklarımız var. İşte Trakya’nın Bozstep’i var. Kars’ta Zaut var. Güneydoğu Anadolu’nun Güneydoğu Kırmızısı var. İç Anadolu’nun yerli Kara Sığırı var. Bu hayvanların verimli taraflarının alınıp birleştirilmesine seleksiyon denir. Bunları selekse ede ede diğer yüksek verimlilerle birleştiriyorsunuz. Böylece yüksek verimlileri hakim kılıyorsunuz, düşük verimlileri de sürüden çekiyorsunuz.”
“Üniversitelerin ıslah kürsülerinde bunlar okutulur. Biz bu işleri yapmayacaksak üniversitelerde bu kürsüleri ne diye açtık? Hâlâ Hollanda’dan, Belçika’dan, İrlanda’dan, Almanya’dan damızlık sığır alıyoruz. Yüce Mevlam yani oralara üstün verimli ırkları, buraya da düşük verimli ırkları koymadı bu dünyanın kuruluşunda. Bu bir ilimdir.”
‘Milli İnek Projesi’ ile ilgili tasarı kanunlaşamadı. Rafta kaldı.
Bu tartışmaların üzerinden 15 yıl geçti. Geldik 2015 yılına. Bu yılın ilk 8 ayında 38 bin damızlık düve ithal edildi.
Şimdilerde inek varlığımızın 6 milyonu kültür ineği, 6 milyonu melez inek. Sadece 2 milyonu yerli inek. Yerli inekler de ineklerin en verimsizi.