Şu günlerde ıhlamur ağaçlarından yayılan kokulara bayılıyorum... Taze ıhlamur çiçeği arıyorum. Birkaç yıl önceye kadar yaşlı hanımlar Beykoz'da topladıkları ıhlamurları çarşafa doldurur, dolmuş motoru ile Yeniköy'e geçer, iskelenin başında satarlardı... İki yıldır Beykoz'dan gelen yok...
Yeniköy çevresinde oturan hanımlar kendi bahçelerinden topladıkları dutları, ıhlamurları pazar yerine getirir orada satarlardı. Onları bulurum ümidiyle dün sabah erkenden bizim mahalle pazarına gittim. O da ne? Kilise meydanında koskoca pazar yerinde Müslim'in tezgahından başka tek bir tezgah, tek bir satıcı yok... Yumurta, ıhlamur ve dut satan hanımlar yok... Belediye mi yasakladı, günü mü değişti, neden pazar yeri bomboş?
Müslim'e "- Ne bu pazarın hali?" diye sordum. "- Hocam" dedi... "- Sen uzun zamandır uğramıyorsun... Pazar sizlere ömür... Yakında ben de gelmeyeceğim..."
Bizim Yeniköy pazarının eski halini bilmeyen bu anlattıklarımı anlayamaz... Pazar günü kilisenin önündeki meydanda pazarcılar tezgah açacak yer kavgası yapardı. Sadece profesyonel pazarcılar değil, kendi yetiştirdiği sebzeyi, meyveyi, yumurtayı, sütü satmaya gelenler de pazarı doldururdu. Sebze tezgahları, peynirciler, zeytinciler, baharatçılar, tencereciler, tabakçılar, plastikçiler, tuhafiyeciler ile pazar yeri cıvıl cıvıl olurdu... Zamanla tezgah sayısı azaldı ama koskoca pazar yerinde bir tek Müslim'in tezgah açması inanılır şey değil.
Müslim Aksoy, Malatyalı. 1978 yılında Siirtli Arap Salih'in yanında pazarcılığa başlamış. O yıldan bu yana her hafta Yeniköy pazarında tezgahının başında. Küçükçekmece'de oturuyor. 1986 model küçük kamyonetine malları yükleyerek Yeniköy'e geliyor. Pazartesi günleri İkitelli'de işyerlerine sebze dağıtıyor. Çarşamba, mahallesinde mal satıyor. Cumaları, İkitelli pazarında. Cumartesi ve Pazar Yeniköy'de tezgah açıyor. Pazar öğleden sonra kalan malları Yenibosna pazarında ne fiyata olursa olsun eritiyor.
Eskiden Yeniköy'de açtığı tezgahta üç kişi çalışırdı. Bizim "Yeniköylü Albay"ımız da ona yardım ederdi. Dün tezgah başında amcaoğlu Kemal Aksoy'dan başka yardımcısı yoktu. "- Kemal bile fazla... Ama yapacak başka işi yok... Tezgah başında duruyor... İyi günlerde 400 milyon liralık satış yapıyoruz... Bu satıştan 40 milyon lira kalır..." diyor.
Dün tezgahta iyi kalite fasulye, dolmalık biber, patlıcan gibi sebzeler bir milyon 500 bin lira, domates bir milyon lira, yeşillikler 500 bin lira, patates bir milyon lira, kuru soğan 500 bin liraydı.
Müslim, bizim Yeniköy pazarının "sizlere ömür" durumunu şöyle anlatıyor: "Alt gelir grubuna bu pazarın fiyatları yüksek geliyor. Onlar alımı kesti. Orta gelir grubu şehir içine yayılan marketlerden alışveriş yapıyor. Üst gelir grubu otomobillendi. Otomobili ile süpermarketlere gidiyor. Üst gelir grubunun yaşadığı semtlerde semt pazarları 'sosyete pazarı' oldu. Ama alt gelir grubunun yaşadığı bölgelerde kalitesi düşük ama fiyatı ucuz malların satıldığı pazarların gene de müşterisi var..."
Uzun lafın kısası... Ben gene de taze ıhlamur çiçeği satın alacak yer bulamadım.