Bir arkadaşım dedi ki, "Bodrum çevresinde Atina'nın çevresindeki kadar bol Yunan kalıntısı, Roma'nın çevresindeki kadar bol Roma kalıntısı var. Bodrum'a yıllardır gidenlerimiz, Bodrum'da açılan her diskoteği, her meyhaneyi, her balıkçı lokantasını bilenlerimiz bunları bilmez. Bunlardan haberi yoktur."
İyi de... Bodrum'a gidenlere, Bodrum çevresinde yazlarını geçirenlere bunları nasıl anlatacağız? Nasıl öğreteceğiz?
Bodrum'daki The Marmara isimli otelin yöneticisi Ardıç Gürsel, tanıtım uzmanı Bülent Korman'ın yardımı ile Bodrum yöresini tanıtmak için çok güzel bir program başlattı. Artılı Bodrum gezi paketi adı ile şimdilik ayda bir otel müşterileri için uygulanan bu program, Bodrum çevresindeki tarihi, köyleri ve yerel yemekleri tanıtım amacı güdüyor.
İlk programa ben de katıldım. Yıllardır Bodrum'a gidip gelip varlığından haberdar olmadığım İasos şehri kalıntılarını gördüm. Şaşırdım kaldım. Dere yataklarından geçip portakal bahçeleri içindeki köylere gittim. Yöre yemeklerini tattım.
İasos, Güllük kentinin hemen karşısında koskoca bir yarımada üzerinde milattan önce 4 veya 5'inci asırdan itibaren şehir haline gelmiş bir yerleşim bölgesi. Milattan sonra 2'nci yüzyıla kadar medeniyet üzerine medeniyet gelmiş. Yapı üzerine yapı oturtulmuş. Odeon'u, tiyatrosu, agorası, moseleum'u, evleri, sokakları ile hala ayakta. Padişah efendimizin emriyle tiyatrosunun taşları gemiye yüklenip İstanbul'a getirilmiş, rıhtım yapılmış. Mermerleri yağmaya uğramış etrafını yap - satçılar sarmış ama şehir Efes kadar ilgi çekici ve etkileyici. Çok kimsenin varlığından haberi yok.
Bülent Korman ve Bike Gürsel, Mumcular ile Mazı arasındaki köyleri Bodrum'a geleceklerin ziyaretine açmaya çalışıyor, "Zıp Zıp Köy"deki sabun ve halı üretimi ile zeytinyağı üretiminin ilgi çekeceğine inanıyorlar.
Sayın okuyucularıma Bodrum çevresindeki tarihi şehirlerin, ilgi çeken kalıntıların, görülecek eserlerin birkaçının ismini vereceğim. Bodrum'a yolu düşenler, belki gidip görürler.
Stratonikeia: Yatağan - Milas karayolunun üzerinde bulunan Eskihisar köyündeki harabeler, M.Ö. III. yüzyılda yaşamış Suriye Kralı I. Seleukos dönemine ait.
Lagina: Yatağan'ın yakınında bulunan ve Karia'nın önemli merkezlerinden biri olan Lagina'da Kral Seleukos döneminde inşa edilen Hekate manastırı var. Lagina 11 km. uzaklıktaki Stratonikeia'ya "Kutsal Yol"la bağlı. İlk Türk arkeologları olan Osman Hamdi Bey ve Halit Ethem Bey, Osmanlı döneminde burada kazı yapmış.
Milas (Mylasa): Milas sokaklarında Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin izlerine rastlanıyor. Zeus Carius Tapınağı, Bizans su yolları, Roma mezarı, Menteşe Beyliği'ne ait Hacı İlyas Camii, 1378 yılında yapılan Ulu Cami, yine 13. ve 14. yüzyıllara ait Firuzbey ve Belen camileri, 18. yüzyıldan Çöllüoğlu Kervansarayı ve Ağa Camii ile büyük çoğunluğu 19. yüzyıl yapısı olan, ahşap evleri ile Milas bir kültür hazinesi.
Beçin, Prinzona: Milas'ın 5 km. güneyinde. Kentin tarihi M.Ö. 2000 yıllarına kadar uzanmakta. Menteşeoğulları, 14. yüzyıl başlarında hükümet merkezini Milas'tan Beçin'e taşımış ve Batı Anadolu'da ilk şehirlerini burada kurmuş.
Herakleia: Milas - Söke yolu üzerinde bulunan Kapkırı köyündeki antik şehir, adını mitolojik kahraman Herakles'ten alıyor. 6.5 km. uzunluğundaki surlarda 65 kule olduğu saptanmış.
Euromos: Milas - İzmir karayolunun 10. km'sinde antik dönemde Milas'tan sonraki ikinci önemli şehir olan Euromos'un kalıntıları var. M.Ö. II. yüzyıl yapısı olan Zeus Tapınağı'nın sütunları halen ayakta.
Labranda Alinda, Alabanda: Milas'ın 14 km. kuzeybatısındaki Labranda'ya ancak oldukça bozuk bir yoldan ulaşmak mümkün. Karya tarihinin önemli kalıntıları var. M.Ö. VI. yüzyıldan itibaren tarihlenen kalıntılar, Pers saldırısının izlerini de taşıyor.