Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ankaranın gözü tüketim harcamalarına dikilmiştir. Tüketim harcamalarının artması bir felaket olarak görülür. Tüketim artmaya başlayınca Ankara tedbir üzerine tedbir düşünür: "Faizi artıralım, maaşları ücretleri donduralım, tüketime vergi koyalım", şeklinde tedbirler üretilir. Halbuki tüketim artışı talep artışıdır. Talep artışı arz artışını ateşler. Üretim artışını tetikler. Üretim artışı istihdam artışıdır. Gelir artışıdır. Yatırımdır. Kalkınmadır.Ankara, IMF destekli istikrar programıyla halkın kemerlerini sıktı... Sıktı... Halkımız nefes alamaz duruma geldi. (Hikaye anlatmıyorum, Ankaranın rakamlarına dayanıyorum. Milli gelir rakamlarına göre 2004 yılının ilk dokuz ayında halkımızın gıda harcamalarında yüzde -1.2 azalma var.)Kredi kartı sistemi halkımıza nefes alma imkanı veriyor. Kredi kartı halkın en basit ihtiyaçlarını (ekmeği, peyniri) krediyle ve hatta taksitli olarak alma imkanı veriyor.Bu, Ankarayı rahatsız etti. Ankara şimdi kredi kartı sistemini "Ankaranın emir ve kumandasını" alarak öldürmeye çalışıyor. (Dikkat buyurunuz. "Düzenleme" başka, "öldürme" başka şeydir. Ankaranın görevi "öldürmek" değil "düzenlemektir.) Dün BDDK Başkanı kredi kartları sistemini öldürmek için hazırlanan kanun taslağını açıkladı.(1) Bankacılarımızın başı bugüne kadarki kanun değişikliklerinden dönmüş durumda. Bankalarla ilgili kanunlar devamlı değişiyor. Devamlı yeni kanunlar çıkarılıyor. Kredi kartı bankaların çok sayıdaki hizmetlerinden sadece biridir. Bu hizmet için 52 maddelik bir kanun çıkarılır ve de bu kanuna dayalı olarak BDDK değişik düzenlemeler yapmaya kalkar ise bankalar çok zorlanır.(2) Tasarıyla, sadece bankalar tarafından çıkarılan kredi kartlarıyla ilgili sınırlamalar getiriliyor. Kendi işyerleri için kredi kartı çıkaranlar, vadeli satış yapanlar kanun kapsamı dışında tutuluyor.(3) Tasarıyla bankalara kredi limiti tespiti ve uygulamada sınırlamalar getiriliyor. Bu durumda bankalar arası hizmet rekabeti yok oluyor.(4) Tekrarda yarar var. Kredi kartı hizmeti bankacılık işlemlerinden sadece biridir. Kredi kartına sınırlama getirilirse ardında tarım kredileri, ticari krediler, esnaf kredileri için sınırlama gereği ortaya çıkar.(5) Her banka kendi riskini kendi belirler. Kanunla bankacılık hizmetlerine sınırlama getirmek yanlıştır. Banka sadece kredi kartı işlemlerinde değil diğer bankacılık hizmetlerinde de hazmedibileceği riskin sınırını kendi belirler.Bütün bunlardan sonra gelelim kredi kartı konusunda BDDKnin ne tür bir düzenleme yapabileceğine.(1) Kredi kartı riskiyle bankaların sermaye yeterliliği arasında bir ilişki kurularak belli sınırların aşılmaması sağlanabilir.(2) Sadece kredi kartı işlemlerinde değil tüm kredi işlemlerinde kredi kullananlar ile bankalar arasındaki mukavelelerin, "sağlam, şeffaf olması ve mukavele şartlarına uyulması" konusunda düzenlemeler getirilebilir. Bunlar dışındaki müdahale bankaların her türlü işlemleri için özel bir kanun çıkarılmasına yol açabilir.Tekrar başa dönelim. IMF destekli sıkı para politikasına rağmen 2004 yılında piyasanın canlanmasının arkasında kredi kartına dayalı harcamalar vardır. Unutmayınız kredi kartı harcamalarının artmasına rağmen halkın gıda harcamaları dokuz ayda yüzde 1.2 oranında gerilemiştir. Halka nefes alma imkânı veren kredi kartı sistemini "düzenleyiniz!.. Ama öldürmeyiniz." guras@milliyet.com.tr Ankara, bu halkın para harcamasından hiç mi hiç hoşlanmaz... Ankaraya göre bu halk para harcar ise, bu ülke batar (!)