Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nejat Yahyaya, Çin ile ilgisini sordum. "Devamlı gidip gelirim. Çinden ipek kumaş ithal ediyorum" dedi... Şaşırdım... "İpek diyarı Bursa"ya Çinden mi ipek geliyor, diyerek isyan ettim... "Türkiyede ipek kalmadı ki... Bursadaki ipek dokuma tezgÉhları kapandı. Şimdilerde Türkiyedeki ipeklerin tamamı Çinden ithal. Dokunmuş ipek kumaş ithal ediyoruz" cevabını aldım.Beni Bursanın eski ve büyük ipekçilerinden olduğu söylenen Celbiş Tekstilden Gökhan Celbiş ile konuşturdular. Gökhan Celbiş, babası Halil Celbişin döneminde Hamzabey ve Muradiyede her evde ipek dokunduğunu, şimdilerde ipek kozası yetiştiren olmadığından tüm tezgÉhların kapandığını anlattı. Bursada Butim İş Merkezindeki "Çin Kültür - Turizm Eğitim Merkezi"nde, merkezin başkanı Nuy Tekstil ve Dış Ticaret Şirketi yöneticisi Nejat Yahya ve Er - Kalıp Sanayi Tesisinin yöneticisi Fahrettin Gülener ile "Çin çayı" içtim. "Modernleşme arayışında eskiye ait ne var ise yok ettik. Eldekileri kaybettik" diyor... "Sadece ipekçilik mi öldü? Angorakeçisi diye bir keçimiz vardı. Yünü dünyanın en değerli yünü idi. Biz neslini yok ettik. ABD bizden keçiyi aldı. Şimdi "Angora yünü" üretiminin yüzde 90ı ABDde gerçekleşiyor. Bursa dolaylarında yetişen kozanın ipeği dünyanın en iyi ipeğiydi. Şimdi bizde koza üreten yok. Ama "Koza Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü" var... Japonya, Çin, sanayide bizden ileri. Ama koza yetiştirmeyi, ipek dokumayı sürdürüyor. Bizim yeni kuşaklar kozayı tanımıyor. İpekböceğinin ne olduğunu bilmiyor."Bana verilen bilgilere ve kitaplardan öğrendiğime göre, 1900lü yıllarda Bursa ipek üretiminde Çinden sonra ikindi sırada imiş. Bursa dolayında 90 fabrikada ipekten dokuma yapılırmış.Babam İkinci Dünya Savaşı sırasında Bartına tayin edilmişti. Bartında ev sahibimizin kızı, ipekböceği yumurtalarını (ipekböceği yumurtası haşhaş tohumu gibi ufacık, yuvarlacıktır) bir keseye koyar, bir süre göğsünde taşıyarak vücut ısısı ile çatlamalarını hızlandırır, sonra tavan arasına yaydığı dut yapraklarının üzerine sererdi. Yumurtadan çıkan tırtıllar, dut yaprağını yer, kendi etraflarında koza örerdi. Bir gün kozadan ufak bir delik açılır, tırtıl, kelebek olmuş, kanatlanmış bir şekilde uçar giderdi. Ev sahibimizin kızı kozaların içinden yumurtaları çıkarır, kozaları bir sepete koyar, tüccara satardı. Bu da kızın harçlığı, çeyiz parası olurdu. İpek kozası yetiştiren yok Hatay, Adapazarı, Bilecik, Söğüt gibi dut ağacının yetiştiği nemli yörelerde insanlar bu şekilde koza yetiştirir, kozalar Bursada toplanır, çözülür, iplik olur, sonra dokumaya giderdi.Önce dut ağaçlarını kestik. Sonra koza yetiştirmeyi küçümsedik. Önce Çinden iplik getirerek Bursada dokuyorduk. Artık dokunmuş getiriyoruz. Çok ucuz (döviz bulunduğu sürece!)... Üretmek için zahmete değmez (!) Metresi 2.5 - 4.5 dolar... Adrese teslim (!)Geçen ay Dışişleri Bakanımız Gül ile Çine gittim. Qing Pu kentinde Zhu Jia Jiao "İpek Müzesi"ni gezdim. Çinliler, bu müzede "Çinden başlayarak Türkiyede sona eren İpek Yolunun tarihini yaşatıyor. Çin ipekböcekçiliğini anlatıyor. Bundan sonra Bursalılar Çine gider. Bu müzeyi gezerek, "ipekböceği ne imiş, ipek kumaş nasıl dokunurmuş" öğrenirler... Çünkü biz Bursada ipekböceğinin ve ipekçiliğin de kökünü kazımışız. Örnek olarak bir tek tezgâh bırakmamışız... guras@milliyet.com.tr İpek, Çinden geliyor