Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bush yönetimi ekonomiyi canlı tutmak ve büyümeyi sürdürmek için, öncelikle varlıklı kesime yarayan vergi indirimleri yaptı ve kamu harcamalarını artırdı. Bir yandan da para pompalayarak faizleri düşük tuttu. Bu sayede ekonomi büyüdü Clintonın son yılında 236 milyar dolar fazla veren bütçenin açığı Bushun son yılında 500 milyar dolara yaklaştı.ABDnin dış açıkları GSYİHsinin yüzde 5ini geçerken bu açıkları finanse etmek için dünyadaki tasarrufların yüzde 71ini çekmek zorunda kalması doların değerini düşürdü ve doların kaderi Asya merkez bankalarının politikasına bağlandı.Ekonomideki büyümeye karşın istihdam artmadı, tersine son dört yılda 585.000 kişilik azalma oldu. George W. Bush, 72 yıldan bu yana, başkanlık dönemi boyunca ABDdeki toplam çalışan sayısını düşüren ilk başkan oldu.ABDde gelir dağılımı daha da bozulurken yoksulların sayısı yeni bir rekora erişti.Bushun Ortadoğuda ve dünyada gerilimi artıran dış politikası petrol fiyatlarındaki tırmanışı besleyen etkenlerden biri oldu ve dünya ekonomisini olumsuz etkiledi. Bushun politikaları bizi, "Ayşe Hanım Teyzem"i nasıl etkiliyor? Bundan sonra nasıl etkileyecek? Bizim için önemli olan budur. Bushun faiz politikası bizi etkiler. ABDde işsizlik sorunu devam ettikçe ABDde faiz oranı yükselmez. Bu bizim yararımıza olur. Ekonomi canlanır ve faiz oranları yükselirse, biz pahalı kredi kullanmak zorunda kalırız.Bushun bütçe ve cari işlemler (döviz) açıkları büyük boyutlarda kaldıkça dolar değerlenemez. Euro değerini korur. Bu da borcumuzda "dolar" ihracatımızda ise "euro" ağırlıkta olduğu için iyidir.Türkiye az çok ABD pazarına tekstil ürünü ihraç ediyor. Yakında kotalar da kalkıyor. Bush ekonomiyi canlandırırsa bizim mallara talep artar.Bush Türkiyeyi tanıyor. Türkiyeyi yönetenleri tanıyor. Bu bizim için bir avantaj. Bush bize doğrudan hibe yapamaz. Kredi sağlayamaz. Ama bizi destekledikçe IMF ve uluslararası kredi kurumlarıyla ABDnin sermaye çevreleri bize daha başka gözle daha sıcak bakar.Bush şimdilik Afganistan, Irak, Kafkasyadaki operasyonları için, ileride daha başka ülkelerde başlatacağı operasyonlar için Türkiyeden yararlanmak arayışında. Bunun iyi yanı da var, kötü yanı da. Bu Türkiyeyi riske atıyor ama, öte yandan bizim ABD ile iyi ilişkilerimizin devamını sağlıyor.Bushun ve Cumhuriyetçilerin askeri harcamalara verdiği önem, Türkiyeyi de etkileyecek. Bizim askeri harcamaları azaltmamız güç hale gelecek.Bushun petrol politikasındaki başarısızlığın faturasını pahalı petrole döviz ödeyerek Türkiye de paylaşacak. Pahalı tüpgaz, pahalı dolmuş, pahalı elektrik, pahalı doğalgaz "Ayşe Hanım Teyzem"leri üzecek.Bush, Türkiyenin AB üyeliğini destekliyor... Ama es kaza AB ülkeleri bize dirsek çevirirse Türkiye mecburen "Bushun kucağına" düşecek. Bush değil de Kerry kazansaydı ne olurdu? Kerry, demokrat ama, "Amerikalı Demokrat". Amerikalılar bile onu tanımıyordu. Amerika için ne yapacağını kimse bilemiyordu. İyi de yapabilirdi, kötü de yapabilirdi. Bushu az çok Amerikalılar da tanıyor, biz de tanıyoruz. Ne yapacağını az çok tahmin edebiliyoruz... Haydi hayırlısı. guras@milliyet.com.tr Bush, 4 yıl daha ABDnin başında kalacak... Bushun başkanlık koltuğunda oturmaya devam etmesi önemli ama, onun arkasındaki "Cumhuriyetçi Parti" daha da önemli. Cumhuriyetçi Parti "muhafazakar" ve de "muhafazakarlığı gittikçe artan, sertleşen bir parti." Nedir "muhafazakar Cumhuriyetçilerin özellikleri? Cumhuriyetçiler zengin... Ve de zengini seviyor. Cumhuriyetçiler (Yahudiler hariç) azınlıklardan, fakir ülkelerden hoşlanmıyor. Cumhuriyetçiler ABDnin dünya hakimiyetinin güçlenmesini arzuluyor. Cumhuriyetçiler askeri harcamalara ağırlık verilmesinden yana. Bushun geçen 4 yılda yaptıklarına bakarak, gelecek 4 yılda neler yapabileceğini tahmin edebiliriz. Bushun geçen 4 yılda yaptıklarını Osman Ulagay Milliyetteki köşesinde şöyle özetlemişti: