Döviz açığı büyüdükçe, bütçe açığı küçülüyor. n Ocak-ekim döneminde bütçe açığı geçen yıl 43 milyar TL idi. Bu yıl 23 milyar TL oldu. Bu çok olumlu bir gelişmedir. Geçen yılın tamamında bütçe 52 milyar TL açık vermişti. Bu yıl için de açığın 50 milyar TL olacağı tahmin ediliyordu. Ama görülüyor ki, yılsonunda açık 30 milyar TL’nin altında kalacak.
- Ocak-eylül döneminde döviz açığı (cari açık) geçen yıl 9 milyar TL idi. Bu yıl 32 milyar dolar oldu. Bu çok tehlikeli bir gelişmedir. 2009 yılında 12 ayda cari açık 14 milyar TL olmuştu. Orta vadeli programda 2011 yılında açığın 18 milyar dolarda kalacağı tahmin ediliyordu. Bu gidişle 40 milyar doların üzerine çıkacak.
Döviz açığını büyüten ucuz ithalat
Döviz açığını ucuz döviz nedeniyle yapılan ucuz ithalat büyütüyor.
- Ucuz döviz, ithalatı coşturuyor. Dış ticaret açığı (ithalat ile ihracat arasındaki açık) ocak-eylül döneminde 27 milyar dolar idi, bu yıl 48 milyar dolar oldu. Geçen yıla göre ihracatımız yüzde 12 artarken ithalatımız yüzde 48 arttı.
- 2010 yılının ocak-ekim döneminde ithal mallarından alınan KDV yüzde 36, gümrük vergileri yüzde 27, dahildeki satışlardan alınan KDV yüzde 25, dahildeki satışlardan alınan ÖTV yüzde 30 oranında arttı. Bu 4 kalem dolaylı verginin ocak-ekim ayında toplam 170 milyar TL olan vergi geliri içindeki ağırlığı 100 milyar TL’dir.
Türkiye ekonomisi geçen yıldan bu yana yüzde 10 büyümüş olsa, mal ve hizmetlerden alınan KDV ve ÖTV geliri de bu oranda artar. Bu oranın üzerinde artması, ekonomide satılan malların ve bunlara dayalı olarak büyüyen hizmetin, ithalata dayandığını göstermektedir.
Hükümet harcamada frene basıyor
Ocak-ekim döneminde bütçe gelirleri yüzde 18 oranında artarken, hükümet harcama artışını yüzde 5‘te sınırladı.
Açık anlatımıyla bugüne kadar referandum veya seçim harcamaları diye bir şey söz konusu olmadı. Toplam harcamaların sınırlı kalmasında faiz harcamalarındaki azalmanın da rolü var ama, gene de faiz dışı harcama artışı yüzde 12 oranında.
Bütçe açığı iç borcu artırır
Bütçe açığını kapatmak için hükümetler borçlanır. Bütçe açığı büyüdükçe iç borç büyür. Bütçe açığı küçüldükçe iç borç artışı da az olur. İç borç toplamı 2008 yılında 277 milyar TL idi, 2009’da 322 milyar TL oldu. 2010 yılı haziran sonunda 345 milyar TL’ye ulaştı.
Döviz açığı dış borcu artırır
Döviz açığı kalıcı olarak yabancı sermaye yatırımı ile kapanır. Geçici kaynak, sıcak para diye adlandırılan ve ülkeye bono, mevduat, borsa için gelen döviz ile döviz kredisi (dış borç)tur.
Kamunun dış borcu 2008 yılında 78 milyar dolar idi. 2009 yılında 83 milyar dolar oldu. 2010 Haziran ayında 84 milyar dolar. Son yıllarda özel sektör dış kredi kullanıyor. Özel sektörün 2010 yılı Haziran ayı sonunda toplam dış borcu 170 milyar dolar. Bunun 65 milyar dolarlık kısmı bankaların kalanı şirketlerin döviz borcu.
Vitrinimiz çok iyi
Şimdilerde ülkeleri, (1) bütçe açıklarının milli gelire oranına (2) Kamu borcunun milli gelire oranına bakarak değerlendiriyorlar.
- Bizim bu yıl bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 4.0 dolayında olacak, gelecek yılın hedefi açığı yüzde 2.8’e düşürmek. AB’nin 27 üyesinin ortalama göstergesi yüzde 6.8.
- Bizim AB tanımlı kamu borcumuzun milli gelire oranı yüzde 45.5. AB’nin 27 üyesinin ortalama göstergesi yüzde 73.6.
İşte bu nedenle bizim uluslararası vitrinimiz, görüntümüz güzel.