Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Sakıp Sabancı, 2003 yılında Sabancı Topluluğu'nun cirosunun 11.6 milyar dolara, karlılığının 1.7 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Topluluğun CEO'su (tepedeki profesyonel yöneticisi) Celal Metin ise, "Sabancı Topluluğu'nun beş ayrı şirketin satın alınması için pazarlık yaptığını, beş ana grupta topluluğun yeni ürünleri olacağını" belirttikden sonra, "...bizi su, süt ve yoğutta, çikolata ve bisküvide göreceksiniz" dedi.
Koç Topluluğu ve Sabancı Topluluğu Türkiye'de sanayileşme hareketinde önde koşan özel sektör gruplarıdır.
Vehbi Koç, bakkal olarak işe başladı ama, Türkiye'de ilk büyük yabancı sermaye yatırımı olan General Elektrik ampul fabrikasını kurdu. Ford'u Türkiye'ye getirdi. Otosan'da ilk Türk otomobili "Anadol"u üretti. Döküm fabrikası kurdu. Motor fabrikası kurdu. Tofaş'ı, Arçelik'i, Beko'yu kurdu. Demir Döküm'ü kurdu. Bunlar ekonomik büyüklükte dünya pazarında kalite ve fiyat rekabeti ile mal satabilen kuruluşlar oldu.
Hacı Ömer, pamuk işçisi olarak işe başladı ama, hemen bir yağ fabrikası kurdu * Bossa'yı kurdu. Çocukları Sasa'yı, Lassa'yı, Kordsa'yı kurdu. Ortak olarak çok sayıda uluslararası firmayı Türkiye'ye getirdi. Toyota, Du Pond, Mitsubishi gibi firmalarla ortak yatırımlar gerçekleştirdi. Bunlar ekonomik büyüklükte, dünya pazarında kalite ve fiyat rekabeti ile mal satabilen kuruluşlar oldu.

İki büyükte yatırım yok
Şimdi bakıyoruz... Koç Topluluğu da, Sabancı Topluluğu da "ekonomik büyüklükte" yeni yatırımlardan vazgeçmiş durumda. Türkiye'nin bu en büyük iki sermaye grubunun masasında (proje pipe - line'nında) tek bir büyük proje yok.
Su satıyorlar. Süt ve yoğurt, domates, patates satıyorlar. Makarna üretiyorlar, toz çorba yapıyorlar.
Vehbi Koç seksen yıl önce bakkal olarak işe başlamış, Türkiye'nin en büyük sanayicisi olmuştu. Şimdi Koç Topluluğu sanayicilikten bıkmış bir görünümde, bakkaliye işine yönelmiş durumda. Vehbi Koç seksen yıl önce bakkal dükkanında kaşar peyniri satmıştı. Koç Topluluğu şimdi kaşar peyniri satmak için dükkan açıyor. Rakı üretmeye çalışıyor.
Sabancı Topluluğu, "sanayide önder" olmakla övünür, her bir tesisin kendi sektöründe dünyanın sayılı tesisleri arasında yer aldığını belirtirdi.
Şimdi Sabancı Topluluğu da sanayicilikten bıkmış bir görünümde, bakkaliye işine yönelmiş durumda. Hacı Ömer altmış beş yıl önce ilk iş olarak yağ fabrikası kurmuştu. Sabancı Topluluğu şimdi yağ fabrikası yatırımı yapmaya hazırlanıyor. Milli Piyango'yu satın alarak piyangoculuk yapmaya çalışıyor.

Birikim bir günde olmaz
Devlete ait koskocaman tesisler özelleştirme adı ile satışa çıkarılıyor. Bu iki grup ilgi göstermiyor.
Bir ülkede sermaye birikimi bir günde gerçekleşmiyor. Bir ülkede Koç Topluluğu ve Sabancı Topluluğu gibi kuruluşlar bir günde oluşmuyor. Bu tür kuruluşların içinden çıktıkları ülkeye ve ekonomiye karşı sorumlulukları var.
Bundan sonra devlet büyük ölçekli yatırım yapmayacak. Koç ve Sabancı toplulukları gibi önde gelen sermaye grupları da büyük ölçekli yatırım yapmaz ise, bu ülke "atölye üretimi" ile mi zenginleşecek? Bu ekonomi "atölye ürünleri" ile mi dünya pazarına çıkacak?
Anadolu'daki yüzlerle binlerle müteşebbis, suyu şişeleyebiliyor. Süt - yoğurt yapabiliyor. Domates - patates satabiliyor. Bakkallık yapabiliyor.
Ama bugün, ekonomik büyüklükteki yeni yatırım konularını ancak Koç ve Sabancı Topluluğu gibi "büyük sermaye grupları", deneyim sahibi, geniş profesyonel kadrolara sahip kuruluşlar belirleyebiliyor. Ekonomik büyüklükteki yeni yatırımların projelerini bu tür kuruluşlar hazırlayabiliyor. Sermaye bularak yatırım yapabiliyor.
Bu büyük sermaye grupları imkanlarını ekonomik büyüklükte ve de ülke ekonomisine hız verecek yeni projelere yöneltecek yerde, imkanlarını ülkedeki yüzlerle, binlerle küçük müteşebbisin yapabileceği küçük işlere dağıtırlar ise, onlara bir şey olmaz ama ülkeye yazık olur.
Büyüklere "büyük oynamak" yakışır.