Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bugün 2012 yılı ikinci 3 aylık dönemin milli gelir rakamı açıklanacak. 2011 yılında ilk 3 aylık dönemde milli gelir yüzde 11.9 oranında, ikinci 3 aylık dönemde yüzde 9.1 oranında artmıştı. Bu yıl Ankara frene bastı. İlk 3 ayda milli gelir yüzde 3.2 oranında arttı. Bugün açıklanacak milli gelir artış oranının da bu rakam dolayında olması bekleniyor.
2012 yılında 12 ayda büyümenin, Ankara’nın frene basarken belirlediği yüzde 4 oranındaki hedefin biraz altında kalacağı anlaşılıyor.
Milli gelir 2002 yılından 2006 yılına kadar her yıl sırasıyla yüzde 6.2 - 5.3 - 9.4 - 8.4 - 6.9 - 4.7 oranlarında büyüdü. Küresel kriz rüzgârında büyüme oranı 2008’de yüzde 0.7’e düştü. 2009’da yüzde 4.8 küçülme görüldü. Bu olumsuz yılın ardından 2010’da yüzde 9.2 oranında 2011’de yüzde 8.5 oranında büyüme gerçekleşti.
Milli gelir belli bir dönemde ülkede üretilen mal ve hizmetlerin parasal (katma) değeridir.
Büyüme oranı, milli gelirin ne kadar arttığını, bu milli gelir ülkede yaşayan insanlara eşit olarak bölünmüş olsa, kişi başına ne kadar gelir düşeceğini gösterir.

Haberin Devamı

Büyüme üretime bağlı
Milli gelirin büyüklüğü (cari döviz kuru ile dolara dönüştürülen milli gelir: 2011 yılında 772 milyar dolar) ve kişi başına milli gelir (cari döviz kuru ile 2011 yılında 10.444 dolar) uluslararası karşılaştırmalarda, ülke ekonomisinin ölçüsünü, o ülkede yaşayan insanların kişi başına 12 ayda ne kadar üretim yapabildiklerini (katma değer yaratabildiklerini) ve bu üretim karşılığında kişi başına kaç dolar gelir düştüğünü gösterir. (Bu sanal bir hesaplamadır. Yaratılan katma değer karşılığı elde edilen gelir tüm nüfusa eşit olarak bölünmektedir.)
“Büyüme” başka, “kalkınma” başka, “gelişme” başka anlama gelir. Tekrarda yarar var. Büyüme ülkede yaratılan katma değerin belli bir dönemde ne kadar arttığını gösteren parasal bir ölçüdür.
Kalkınma (basit anlatımı ile) ülkede üretim gücünün ve insanların yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik olarak değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan alt ve üst yapıdaki iyileşmenin ölçüsüdür.
Milli gelir tüketime mi gidiyor? Çar çur mu ediliyor? Yoksa gelir ülkede, alt yapı (yollar, limanlar, enerji yatırımları gibi) ve üst yapı (hastaneler, okullar, ekonomik ölçekte üretim yapacak fabrikalar) yatırımlarında mı kullanılıyor?

Haberin Devamı

Önemli olan “gelişme”
Gelişme ise, büyümeye (milli gelir artışına) ve kalkınmaya (alt ve üst yapıdaki iyileşmeye) dayalı olarak ülkede yaşam kalitesinin değişimini ortaya koyar.
Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, gelir dağılımı, istihdam, can ve mal güvenliği, fikir ve vicdan hürriyeti, insan hakları, çevre, demokrasi, teknoloji, bilim, sanat, kültür, opera, tiyatro, konser gibi alanlarda ülke insanına çağdaş insanların sahip oldukları imkânlar sağlanamıyor ise, büyüme de kalkınma da bir anlam ifade etmez.
Büyüme olmadan, kalkınma ve gelişme olamaz ama, her büyüme mutlaka kalkınma ve gelişmeye dönüşmez.
Büyümenin sürdürülebilirliği önemlidir. Büyüme eğer doğal bir kaynağa (örneğin petrole, madene, orman varlığına) dayanmıyor, üretime dayanıyor ise, ülkenin üretim yapısının düzenli bir büyümeyi gerçekleştirebilecek nitelik ve nicelikte olması gerekir. Nitelik üretimi gerçekleştirecek nüfusun eğitimi, bilim, araştırma-geliştirme ve teknolojidir. Nicelik tarımda, sanayide ve diğer sektörlerde ekonomik ölçekli üretim bilimlerini ifade eder.
Milli gelir tartışılırken sadece büyüme üzerinde dururuz. Bu büyümenin uzantısı olan kalkınma ve gelişme konularına fazla ilgi göstermeyiz. 2012 yılının ikinci 3 aylık dönemine ait milli gelir rakamlarının açıklanacağı bu pazartesi günü kalkınma ve gelişme konularına dikkat çekmek istedim.