Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kimse ortaya çıkarak, "Türkiye IMF programının dışına çıktı, IMFnin dediğini yapmadı da bu döviz açığı büyüdü" diyemez.IMF uzmanları ortaya çıkarak, "Biz cari işlemler (döviz) açığının büyümesinden sorumlu değiliz" diyemez.IMFnin kuruluş amacı, "sebeb - i hikmeti", ülkelerin cari işlemler (döviz) açığı sorunuyla karşılaşmasına mani olmak ve de yanlış yaparak döviz açığı sorunuyla karşılaşanlara yardım ederek sorunlarını çözmektir.Bu ne "yiğit" bir IMF programıdır ki, harfi harfine uygulanıyor, ama döviz açığına yol açıyor. Döviz açığına çözüm tedbirleri programında yer almıyor.İnşallah bu defa da "cari işlemler (döviz) açığından çömlek patlamaz." İyi de... Ya çömlek patlarsa? IMF gene "Pardon" diyerek önümüze bir başka program mı sürecek?IMF uzmanlarına ve de IMF programını benimseyenlere göre "çömleğin patlamaması için sigorta" dalgalı kur sistemidir. Döviz fiyatı artınca, ithalat durur ve de açık büyümez.Geliniz görünüz ki, döviz fiyatı bir türlü artmıyor. İthalat dolu dizgin büyüyor. IMF uzmanları ve IMF programını benimseyenler önümüzdeki günlerde döviz fiyatının yavaş yavaş veya sıçramalı bir şekilde artmasını, böylece ithalat artışının duraklamasını bekliyor.İyimser olanlara göre ise, Avrupa Birliği tarafından Türkiyeye yıl sonunda müzakere tarihi verilmesiyle, yabancılar yatırım yapmak için Türkiyeyi dövize boğacak. Bu sayede döviz açığı kendiliğinden kapanacak.Döviz açığının sebebi, ihracat ve turizm gibi döviz gelirlerindeki gerileme değil. Tersine hem ihracat hem turizm geliri artıyor. Ama ithalat daha çok arttığından açık büyüyor. İthalat artışının ardında "ekonominin büyümesi" var.Bu ise, uygulanan IMF programının içinde yer alan, programa uyun büyüme. IMF programı direktifleri doğrultusunda, Merkez Bankası ve Hazine içeride para musluklarını kısıyor. Bu sayede enflasyon yüzde 10lara çekildi. Bu sayede "faiz dışı fazla" hedefleri tutturularak borçların aksamadan çevrilmesi mümkün olabildi.IMF programına göre maaşa, ücrete zam yapılmıyor. Vergiler artırılıyor. IMF programına göre bu tabloda üretimin artması ve büyümenin başlaması normal...IMF programına göre üretim arttı, büyüme başladı... Ama, bu programın sigortası kabul edilen "dalgalı kur" sistemi çalışmadı. Büyük bir döviz açığı ortaya çıktı. Şimdi ne olacak?Bu tabloda suçu kime yükleyeceğiz? Her şey kendiliğinden düzelir diyerek kendimizi kandırarak "çömleğin patlamasını" mı bekleyeceğiz?Yüzde 10ların üzerine çıkan büyüme güzel bir şeydir de, "bizim için sürdürülemez" bir büyümedir. Bu hızdaki büyüme döviz açığını büyütür. Döviz açığı büyüyünce çömlek patlar. Kriz çıkar. Bu defa büyüme yerine küçülme başlar. Döviz açığı kapanır.Sanayide üretim artışı devam ediyor. Ekonomi hızla büyüyor. Bu durumda döviz açığının da büyümesinden doğal bir şey olamaz. Bu noktadan sonra ekonomideki büyüme, vergilemeyle, gümrükleri artırarak, ithalatı yasaklayarak önlenemez.Biz bu filmi 1980den bu yana üç defa gördük. 1980de 3.4 milyar dolarlık döviz açığı devalüasyonla kapatıldı. 1993teki 6.4 milyar dolarlık açık 1994 krizine yol açtı. 2000 yılındaki 9.8 milyar dolarlık açık nedeniyle 2001 yılında kriz yaşadık. Geldik 2004 yılına. IMF programına harfiyen uyuyoruz. Açık 10 milyar doları aştı. IMF uzmanlarının herhalde vardır bir bildikleri... Bize de anlatsalar da içimiz rahat etse... guras@milliyet.com.tr Geçen IMF programının "sakat yanı", döviz fiyatının çıpaya bağlanmasıydı. IMF ne dediyse yaptık. Bu "sakat"tan kriz çıktı. IMF "Pardon" dedi. Döviz fiyatını çıpadan çözdü. Dalgalanmaya bıraktı. Bir program daha hazırladı. Son IMF programının "sakat yanı"nın ise, "cari işlemler" (döviz) açığı olduğu görülüyor. IMF ne diyorsa yapıyoruz ama bu defa da döviz açığı nedeniyle başımız derde girecek.