Bir gün önce 578 bin ton klinker 1.162 ton çimento kapasitesi olan Lalapaşa Çimento Fabrikası 166.5 milyon dolara satıldığında, "Anormal bir rakam oluştu. Ekonomisi pek tutmuyor. Cironun 5 katı bir bedel ödendi. Anormal bir rakam. Hiçbir işte yok böyle bir şey" denildi. Bir gün sonra 495 bin klinker, 1.198 ton çimento kapasitesine sahip (açık anlatımıyla Lalapaşa ölçeğindeki) Eskişehir ve Lalahan çimento tesislerinin ihalesinde 175.5 milyon dolardan alıcı çıktı.Lalapaşa 166.5 milyon dolara satıldığında Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Başkanı, "Çok yüksek bir fiyat. Bugüne kadar böyle bir fiyatın sadece Türkiye'de değil, yurtdışında bile verildiğini zannetmiyorum. Bu fabrikanın kapasitesi 578 bin ton klinker. Siz bu para ile 2 milyon ton klinkerlik yepyeni bir tesis kurarsınız. Verilen para ile bunun 4 katı büyüklüğünde tesis kurarsınız" demişti. Yüksek fiyat ödeyenler bu parayı Uzanların çimento fabrikalarına sahip olmak için değil, fabrikaların pazarını ele geçirmek için ödüyor. Fakat bir gün sonra daha düşük klinker kapasitesine sahip Eskişehir ve Lalahan çimento tesisleri daha yüksek fiyata satıldı.Neden böyle oluyor? Çünkü fabrika satılmıyor. Pazar satılıyor. Çimento fabrikası kurmak ucuz ve kolay ama pazardan pay almak zor. Eskişehir ve Lalahan'ın bugünkü gücü ile Orta Anadolu pazarında yüzde 10 dolayında payı var.Türkiye'de çimento sektöründe çok sayıda oyuncu olmasına rağmen pazar paylaşımı ve fiyat belirleme sorunu var. İstanbul'da Uzanların çimento fabrikalarının satışının başladığı gün çimentoya yılın altıncı zammı geldi. Rekabet olması gereken sektördeki üreticiler söz birliği etmişçesine, aynı zamanda, benzer oranda fiyatları artırdı. Çimento fiyatları Avrupa fiyatlarının üzerine çıktı. Kapasite değil, pazar önemli Hisse senetleri borsada işlem gören çimento fabrikalarının 2005 yılının ilk yarısına ait bilanço rakamları, çimento üreticilerinin cirolarının yüzde 30'unun üzerinde net kâr sağladıklarını gösteriyor.Talepteki yükselmeye ve ihracata rağmen mevcut tesislerde fazla kapasite var. Yeni tesis kurmak, kapasite artırmak, üretimi artırmak cazip görünmüyor. Bütün mesele pazarı paylaşarak fiyatı belirlemek. Çimento sektöründeki bu cazibe, yabancıları da pazara çekiyor. Yerli ve yabancı alıcıların kıyasıya fiyat artırmalarına yol açıyor.Bu yüksek fiyatı TMSF'ye ödeyen üreticiler daha sonra faturayı çimento fiyatına ekleyerek, halktan çıkaracak. Bundan doğal bir şey olamaz. Açık anlatımıyla, bu yüksek fiyatların faturasını ödeyecek olan halkımızdır. Kâr oranı yüksek bir iş Şirket Net kâr (bin YTL) Ciro (2005/6) Net kâr marjı (2005/6) (%)Adana Çimento 39.960 100.111 39.92Afyon Çimento 4.084 18.533 22.04Akçansa 60.930 185.450 32.86Bolu Çimento 18.913 61.260 30.87Batısöke Çimento 10.776 43.370 24.85Batı Çimento 18.423 132.784 13.87Bursa Çimento 17.602 163.550 10.76Çimsa 53.326 166.170 32.09Çimentaş 14.540 115.574 12.58Konya Çimento 18.995 68.163 27.87Mardin Çimento 26.384 46.501 56.74Oysa Çimento 16.292 59.682 27.30Nuh Çimento 35.852 162.745 22.03Ünye Çimento 19.197 58.654 32.73 guras@milliyet.com.tr Hisse senetleri İMKB'de işlem gören çimento fabrikaları 2005 yılının ilk yarısında ne ölçüde kâr etti?