ELHAMRA Sineması yandı. Elhamra Sineması ile birlikte bir tarih yandı.
Elhamra'nın geçmişi 1827 yılına uzanır. Guistiniani adında bir Cenevizli, Galata'da çalıştırdığı tiyatroyu kapayarak Pera'ya taşınınca burada Fransız Tiyatrosu adını verdiği bir bina yaptırmıştı. Tiyatro 1831 yangınında yandı. Guistiniani yanan binanın yerine aynı yıl içinde yeni bir tiyatro binası yaptırdı. 1861 yılında tiyatronun girişine "Palais de Cristal" Kristal Saray adını taşıyacak bir balo salonu eklendi.
Fransız Tiyatrosu ve Kristal Saray'ın tam karşısındaki Concordia Gazinosu yıkılıp, onun yerine Saint Antoine Kilisesi yapımına başlanınca hem tiyatro hem balo salonu bilinmeyen bir nedenle kapandı.
Bina Osmanlı - Avusturya halı ve mobilya firması tarafından kullanıldı. 1920 yılında binayı alan Arapzade Sadi Bey, (Sait Adapazarlı) yeniletti. Han haline dönüşen binadaki eski tiyatro salonu 1923 yılında "Cine Alhambra" (Elhamra Sineması) olarak işletmeye açıldı. 1936 - 1944 yılları arasında ismi Sakarya Sineması oldu. 1958 yılından sonra burada Sururi Kardeşler'in İstanbul Tiyatrosu temsiller verdi. İstanbul Tiyatrosu 1970'lerde kapanınca salon bir süre kullanılmadı. 1976 yılında tekrar sinema olarak açıldı. Seks türü filmler gösteren bir sinema olarak işletildi.
Elhamra Sineması'nın içinde bulunduğu bina Elhamra Hanı olarak bilinen altı katlı kagir bir yapıdır. Hanın alt katları dükkan, üst katları büro olarak kullanıldı.
Sayın okuyucularım bu bilgileri sizlere Behzat Üsdiken'in yazdığı Akbank tarafından bastırılan "Pera'dan Beyoğlu'na, 1840 - 1955" isimli nefis kitaptan aktarıyorum. Büyük boy 380 sayfalık bu kitapta Behzat Üsdiken, bir Beyoğlu hayranı olarak topladığı belgeler ve bilgilerle, kısım kısım Beyoğlu'nu anlatıyor. Meyhanelerini, birahanelerini, lokantalarını, mağazalarını, pasajlarını, kitapçılarını, fotoğrafçılarını, kiliselerini, okullarını ve sinemalarını tanıtıyor. Beyoğlu'nu Beyoğlu yapan ünlü aileler hakkında bilgi veriyor.
Sayın okuyucularıma Akbank'ın yayınladığı Behzat Üsdiken'in "Pera'dan Beyoğlu"na isimli kitabının İstanbul'daki sinemalarla ilgili bölümünden bazı ilginç bölümleri daha aktarmak istiyorum.
Behzat Üsdiken'in yazdığına göre, Auguste ve Louis Lumiere Kardeşler'in ilk kez halka sundukları "cinematographe" gösterisi 28 Aralık 1895'te Paris'te Capucino Bulvarı üzerindeki Grand Cafe'nin bodrumundaki salonda gerçekleştirildi.
Hareketli resimler ve buna bağlı "sinematograf" gösterileri Paris'ten dünyaya yayılırken, İstanbul'a da atladı. Pera'da Sponeck Birahanesi'nde Romanya uyruklu Leh Yahudisi Sigmund Wrinberg halka sinematografı tanıttı.
İstanbul'da ilk sinemayı Pathe - Freres firmasının temsilciliğini alan Sigmund Weinberg 30 Ocak 1908'de "Pathe Sineması" adı ile açtı.
1915 yılında bu sinemanın adı "Amphi" olarak değişti. Sonra burada Şehir Tiyatrosu'nun Komedi Bölümü temsiller verdi.
Behzat Üsdiken, İstanbul'daki sinemaların açılışını, yıllar içindeki değişimini de hikaye ediyor.
1918 - 1919 yıllarının ünlü sinemaları Americain, Eclair, Electra Orientaux, Santral, Majestik ve Apollon. Hepsini yabancı uyruklu işadamları açmış, işletiyor. Alkazar'ın aslı Electra 1918 yılında açılmış. Eclair (1914) daha sonra Şark ve Lüks Sineması olmuş. Saray'ın açılışı 1913. İsmi, Lüksemburg'dan Glorya'ya, sonra Saray'a dönüşmüş. Taksim'deki Devlet Tiyatrosu'nun sinema olarak kullanılırken ismi Venüs. Bu sinema 1919 yılında Majik (Magic) ismi ile açılmış.
Eski sinema binalarının, salonlarının çoğu daha sonra başka amaçlarla kullanılmaya başlamış.
Elhamra'nın yanmasıyla Pera'dan (Beyoğlu'ndan) bir yıldız daha kaydı.